Zira delişmenliğinden haberi olan bizler, bir türlü tatmin edilemeyen mantığımızla, adeta rahatsız, hasta olan insanlarız. Ötekilerse bundan haberleri olmayan ve rahat kalanlardır.
Sanırız ki, düşünürsek düşüncemizi takdir edecekler; söylersek, sözümüzü anlayacaklar; bilirsek, ilmimize inanacaklar; doğru hareket edersek, lehimize şahadet edeceklerdir. Aldanırız! Hemen daima bunun aksi sabit olur.
"Daima tecrübeden bahseder, dururuz. Unuturuz ki tecrübe sahibi olmak için en acı dersler hiçbir zaman eksik olmaz. Fakat biz, ne fert olarak insanlar, ne de topluluğumuz olan milletler bunlardan istifade edemeyiz. Çünkü bizlerde eksik olan bunlardan ders almak kabiliyetidir. Bu imkansızlıktan dolayıdır ki bütün zamanlarda tekerrür eden bunca tecrübeler hep nafile geçer, hep ziyan olur ve fertler, nesiller ve milletler, uslanmadan hep aynı hataları tekrar ederler. Dahası, tecrübeler babalara kâr etse bile oğullara miras kalmaz. Bir nesil öteki neslin aldığı derslerden haber bile alamaz. Onun da her acı tecrübeyi bizzat tekrar etmesi lâzım gelir."