Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Can Kırıkları

Karin Karakaşlı

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Ruhların konuştuğu dil nasıl da ortak. Kürt uzun havaları, Ermeni ağıtları, Arapların yalellisi, Türk çiftetellisi, Kafkas ezgileri hepimizi aynı oranda coşturuyor, acıtıyor. Birbirimizin farkına varıyoruz. Farklarımızın güzelliğinin de.
Reklam
“İşte hepsi burada. Taş, kil, toprak, mermer. Hep onlarla yaşadım ben, onlarla konuştum, onlarla savaştım. Söylesene, neden kırlarda değilim, neden neşeyle koşmuyorum, üzerimde tül gibi incecik bir elbise. Yabanî çiçekler, usul usul akan bir dere, baharın, tazenin kokusu, aşk... Hepsi de bana çok fazla uzak.”
İstanbul’a kasvet fena çöker. Şenlenmesi de kederlenmesi de bahaneye bakar kentin. Ama bir efkârlandı mı da insanlarını daraltır, yürekleri sıkıştırır. Hava kapalı bugün; yer, gök, deniz dört bir yan, grinin tonlarından ibaret. Zamansız bir ölümün yasına gebe İstanbul.
Ne zamandır zor nefes alıyorum, göğsüm sıkışıyor sürekli. Nasıl da istiyorum oysa yaşamın içinden akmayı. Bir bilseler içimi. Dışardan bakanların nezdinde başarılıyım görünüşte. Hiç bilmediler ki özlemlerimi...
Bilirim bir şeyin daha bittiğini, ya da hiç var olmamış olanın yitip gittiğini.
Reklam
Zaten hep çok düşünmekten oldu olanlar. Artık geçmişim yok. Geleceğim de günübirlik bugünlerden ibaret ne zamandır. Oysa ölümlü dünya işte. Yazık hepimize...
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.