Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Can Pazarı

Curzio Malaparte

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Yenilmiş olmak acısını tatmamıştık; kendi harbimizi kaybettikten sonra müttefiklerin harbini kazanmak için artık onların saflarında savaşıyorduk: Şu halde bizim kurşunlarımızla ölen müttefik askerlerinin üniformalarını giymemiz pek tabii idi.
Sayfa 8 - Baskı: Temmuz 1959 - Varlık Yayınları
Bir harbi kaybetmek, kazanmaktan tabii daha güçtür, harbi herkes kazanabilir ama, kaybetmek her babayiğidin harcı değildir. Ancak bir milletin kendini yenilmiş sayması için harbi kaybetmek kâfi gelmez.
Sayfa 7 - Baskı: Temmuz 1959 - Varlık Yayınları
Reklam
Bir Köpeğin Ölümü
Ay batarken denizin aldığı renkte, açık mavi gözleri vardı. Onun varlığını bir gölge, kendi gölgem gibi hissederdim. Zihnimin bir yankısıydı o. Yalnız onun varlığıdır ki huzur ve hikmete erişmenin ilk şartı olan insanları hor görme hissini bulmama yardım ediyordu. Bana benzediğini, vicdanımın, gizli hayatımın bir suretinden başka bir şey olmadığını hissederdim. Onun benim portrem, bendeki en derin, en mahrem, en hususî tarafların bir remzi olduğunu hissederdim.
Sayfa 45 - Baskı: Temmuz 1959 - Varlık Yayınları
Avrupada balıklar hürdür, dedim. Hiç değilse balıklar hürdür! Bir balığın adama, kadına, ne bileyim, küçük bir kıza benzemesine kimse mâni olmaz. Bu da balıktır işte, hatta... Hem siz İtalya'da ne yiyeceğinizi tahmin ediyordunuz? Musolini'nin cesedini mi?
Sayfa 105 - Baskı: Temmuz 1959 - Varlık Yayınları
Napoli'nin kurtuluşundan sonra, müttefikler, askeri sebepler yüzünden körfezde balık avlanmasını yasak etmişlerdi. Sorrento ile Capri ve Ischia arasında, deniz mayinlerle doluydu, su yüzünde dolaşan mayinler balıkçılığı tehlikeli kılıyordu. Hem müttefikler, bilhassa İngilizler, balıkçıların, Alman denizaltılarına haber taşımaları korkusu ile, denize açılmalarına müsaade etmiyorlardı. (Napoli balıkçılarından çekinmek! Böyle câniyane hareketlerde bulunacaklarına ihtimal vermek, ne çocukluk! Ama işte hal böyleydi: Balıkçılık yasak edilmişti.)
Sayfa 100 - Baskı: Temmuz 1959 - Varlık Yayınları
Savaştıkları zaman insan hayatını canlı, ebedi tarafını, hayatın cevherini teşkil eden her şeye, onun en asil ve en hâlis unsuruna: haysiyet, şeref, vicdan hürriyetlerine dört elle sarılırlar. Ruhlarının selâmeti uğrunda mücadele ederler. Fakat kurtuluştan sonra insanlar yaşamak için mücadele etmek zorunda kalmışlardı. Bu yüz kızartıcı, korkunç bir şeydir; yaşamak için mücadele etmek, utandırıcı bir zarurettir. Can pazarı! Bu, köleliğe karşı, hürriyet uğrunda, insanlığın haysiyet ve şerefi uğrunda, namus uğrunda bir mücadele değildir. Açlığa karşı mücadeledir. Bir lokma ekmek için, bir kürek ateş için, çocukları örtecek bir paçavra için, üzerine yatacak bir çuval saman için mücadeledir.
Sayfa 19 - Baskı: Temmuz 1959 - Varlık Yayınları
Reklam
Müttefikler bütün Avrupa'yı kurtardıkları zaman ne bulacaklar, biliyor musun? Hayal kırılışına uğramış, umutsuzluğa kapılmış, baştan çıkmış bir yığın genç. Bunlar tenis oynar gibi, ahlaksızlık rolü oynayacaklar. Bir savaştan sonra hep aynı şeyler görülür. Senin gibi gençler kahramanlıktan bezip iğrendikleri için hemen hep aynı akıbete düşerler. Hiçbir şeyden korkmadıklarını , burjuva adetlerine boş verdiklerini, gerçekten özgür olduklarını ispat için ahlaki düşkünlüklere başvururlar. Farkında olmazlar ki, bu da bir nevi kahramanlığa yeltenmektir. Ah, hep bu kahramanlık merakı ! Üstelik bunu kahramanlıktan tiksindikleri iddiasiyle yaparlar.
Sayfa 115 - Varlık YayınlarıKitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.