Çanakkale Hakikatleri kitaplarını, Çanakkale Hakikatleri sözleri ve alıntılarını, Çanakkale Hakikatleri yazarlarını, Çanakkale Hakikatleri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Çanakkale Zaferi, Türk askerinin ruh kudretini gösteren
şayanı hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki,
Çanakkale Muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur.”
M. Kemal ATATÜRK
“Bu milletin evlatları, tarih boyunca hiç kimseden AMAN dilememiştir.
Kendisinden AMAN dileyene de asla silah çekmemiş, şefkatle muamele etmiştir.
Bunun canlı şahidi onlar, tarih ve yaşananlardır.”
(...)Mektubun içinden kırmızı bir kurdeleye sarılmış bir saç demeti çıktı. Saçın tazeliği bunun küçücük bir yavrunun saçından kesilmiş olduğunu gösteriyordu.
(...)Ve sabaha karşı Bekir Çavuş kollarımız arasında dünyaya gözlerini büsbütün kapadı. Bu adamcağız son dakikasına kadar kumandanın emrini, kendisine verilen vatan vazifesini yapmaktan başka bir şey düşünmüyordu. Son dakikasında bile, ne annesini, ne sevdiğini düşünüyordu. Kanı çekilmiş beyaz dudaklarından
çıkan en son cümle:
- “EMRİ YAPAMADIM” oldu.
Fakat ben ona kani idim ki, Bekir Çavuş vazifesini en iyi şekilde yapmıştı.
“Yarılmış toprak suya, su buluta emanet!
Yusuf kuyuya, Mısır Yusuf’a emanet.
Hak Nebî mağaraya, Medine Hak Nebi’ye emanet.
İbrahim ateşe, İsmail bıçağa emanet.
Ne bıçak, ne ateş, ne kuyu, ne de mağara etti ihanet.
Bekir Çavuş’um senin vazife şuurun kime emanet?..”
Korkunç bir boğuşma idi. Bir ara yaralı taşırken bir ağaca dayanmış Ali Osman’ı gördüm bağırsakları parçalanmış bir kolu kopmuştu.
- Hemşehrim, bir şey ister misin? dedim.
- Benden artık hayır yok. Sen öteki arkadaşlara
bak. Yalnız mataranı ağzıma dayayıver dedi.
Matarayı sağlam eliyle ağzına dayadım, koşarak muharebe sahasına girdim, yaralıları taşımağa devam ettim. Tekrar aynı yerden geçerken gördüm ki Ali Osman çoktan şehit olmuş. Ağzı açık... Dudağının çukurunda hâlâ su vardı. Demek suyu bile yutamamıştı. Nasip olmayınca… Onu orda Anafartalar’da çam ağaçlarının altında kazdığımız toplu mezara götürüp gömdüm.”
Orada, Çanakkale’de son defa bir yudum su bile içemeden bu vatan için şehit düşen daha nice Ali Osmanlar yatıyor.
“Bu milletin evlatları, tarih boyunca hiç kimseden aman dilememiştir. Kendisinden aman dileyene de asla silah çekmemiş, şefkatle muamele etmiştir. Bunun canlı şahidi onlar, tarih ve yaşananlardır.”
Vatanın kurtulması adına, Allah için kanlarını yeni yetişen evlatlarına, yani bizlere helâl ettiler. Bu vatan yüzbinlerce Mehmet’in helâl kanı üzerine kuruldu.
Borozan çalınınca geçecekleri hücumda ölüm kesindi. Biri yavaş bir sesle yanımdakine vasiyette bulundu: “Şehit olursam, sen de sağ kalır ve yurduma uğrarsan onlara söyle ki vatanım için hayatımı bilerek verdim. Oğlum Mehmet vatanına, milletine hayırlı bir insan olmalıdır. Hanem tarafına da selam ederim.” Mehmetçiklerin hepsi vasiyetlerini yaptı. Birbirleriyle helalleştiler. Bir hacı misi şişesi elden ele dolaştı. Bu kokuyu boyunlarına, sakallarına sürdüler. Birisi elini kaldırıp dua etti. Belki kendisine Fatiha okuyordu. Sonra hep beraber “Allah-u Ekber” diye tekbir getirdiler. O sırada birisi ayağa kalkıp “Vatanımı kurtar Ya Rabbim! Kanım helâl olsun!” diye bağırdı.