Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Çanakkale Savaşları ve Gezi Rehberi

Talha Uğurluel

En Eski Çanakkale Savaşları ve Gezi Rehberi Gönderileri

En Eski Çanakkale Savaşları ve Gezi Rehberi kitaplarını, en eski Çanakkale Savaşları ve Gezi Rehberi sözleri ve alıntılarını, en eski Çanakkale Savaşları ve Gezi Rehberi yazarlarını, en eski Çanakkale Savaşları ve Gezi Rehberi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
256 syf.
10/10 puan verdi
Yazarın ilk okuduğum kitabıydı. Anlatımı olayları sanki yaşatıyordu. O devirleri yaşananları okudukça içim cız edip göz yaşlarıma hakim olamadım. Yabancıların 1930 yılında ölülerine sahip anıt yapmalarına rağmen bizim onca şehit vererek yoklukla sefaletle zafer kazanmamıza rağmen 1960 yılında ilk anıtı yapmış olmamızdan utanç duydum doğrusu. Ayrıca kendi topraklarımızda bizi yağmalamaya gelip kadın çoçuk hasta demeden bizi öldürenlere anıt yapma hakkı veren Lozan Anlaşmasının 129. maddesine lanet ettim. Onların 4 anıt 32 yabancı mezarlığı yapmasını hazmedemedim. Ben bunları düşünürken askerlerimizin savaşırken kendi yarasına çamur basarken düşman askerinin yarasına kendi gömleğinden koparıp sarmasını soranlara benim anam öldü. Onun anası yaşıyormuş o yaşasın anası evlat acısı çekmesin diyecek kadar yürekli şehitlerimizi okurken gururlanıp duygulandım. Bizden gizlenen ve hakkı verilmeyen ne gerçekler varmış. Asıl bu kitabın tarih derslerinde okutulması ve günümüz gençlerinin vatan millet aşkını öğrenmesi gerek. Mutlaka okunması gereken bir kitap...
Çanakkale Savaşları ve Gezi Rehberi
Çanakkale Savaşları ve Gezi RehberiTalha Uğurluel · Timaş Yayınları · 2017302 okunma
256 syf.
·
Puan vermedi
Çanakkaleye gitmeyen ve gitmeyi düşünen biri için oraları tanıtma açısından güzel bir kitap En sevilen ve çok gidip görülen yerleri anlatmış okumayı düşünebilirsiniz :)
Çanakkale Savaşları ve Gezi Rehberi
Çanakkale Savaşları ve Gezi RehberiTalha Uğurluel · Timaş Yayınları · 2017302 okunma
Reklam
Anam yakmış kınayı adak diye, Ben de vatan için kurban doğmuşum. Anamdan Allah'a son bir hediye, Kumandanım ben İsmail doğmuşum...
Tam bu bölgedeki toplu mezar açıldığında iki askerin bir­birlerinin boyunlarındaki muska ve haça sarılmış vaziyette öldükleri görülür. Ikisi de verdikleri mücadelede birbirle­rinin boyunlarındaki şeye sarılmışlar ve bu vaziyette can vermişlerdir. Yapılan kimlik tespiti sonrasında boynunda muska taşıyan kişinin 57. Alay'dan Üsteğmen Mustafa Asım, boynunda haç taşıyanın ise Yüzbaşı Woiters olduğu anlaşıldı. Onların bu durumu hiç bozulmadan ikisi de tekrar aynı yere gömüldüler.
Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın, Bu toprak, bir devrin battığı yerdir. Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın, Bir vatan kalbinin attığı yerdir. Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda, Gördüğüm bu tümsek, Anadolu’nda, İstiklal uğrunda, namus yolunda, Can veren Mehmed’in yattığı yerdir. Bu tümsek, koparken büyük zelzele, Son vatan parçası geçerken ele, Mehmed’in düşmanı boğduğu sele, Mübarek kanını kattığı yerdir. Düşün ki, hasrolan kan, kemik, etin Yaptığı bu tümsek, amansız, çetin, Bir harbin sonunda, bütün milletin, Hürriyet zevkini tattığı yerdir. Necmettin Halil Onan
Reklam
Onları anma hatırlama ve onların ruhlarına bir şeyler gönderme adına hangi güzel davranışları sergiliyoruz...? İşte başımızı iki elimizin arasına alarak uzun uzun düşünmemizi sağlayacak güzel bir soru.
"Kim var!" denilince sağına soluna bakmadan, "Ben!" diyebilen bir gençlik. NECİP F.K. (Gençliğe Hitabe)
Vatan, din, hizmet denildiğinde, "Ben varım!" diyebilenlere ne mutlu.
ŞEHİT SEMİH BEY'İN NİŞANLISI ŞEFİKA HANIMA YAZDIĞI MEKTUPTAN KESİT
"Bak iki gözüm üzülme, beni dinle! Eğer şehit olursam Çanakkale gazisi bir zâbitle evlenerek insanlığın sana yüklediği güzel görevi yerine getirmeye çalış. Yalnız senden bir ricam var: Kanlı Tepe'de açılacak damarlarımdan sıcak bir damla kan kalbinin en samimi bir köşesinde sonsuza kadar asılı kalsın. Elveda ey ruhumun çocukluk sevdası. Ölünceye kadar senin. SEMİH..." (Şefika hanım daha sonra Çanakkale'ye gidip orada hemşirelik vazifesine başlar. Ve günün birinde bir binbaşı yaralı olarak gelir, bir kolu omzundan bir kolu dirseğinden bir bacağı dizinden bir bacağı kalçasından kopmuş olan binbaşının annesi de gelir ve oğlunu o şekilde görünce yüreği dayanmaz ve oracıkta vefat eder. Böyle bir hüzünle yaşayan binbaşı Celadet beye, Şefika hanım nişanlısı Semih Bey'in vasiyetini de yerine getirerek Celadet Bey'e eş olmak ister. Ona eş olup hizmet etmenin kendisi için şeref olacağını söyler.)
79 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.