Candide: "Aklımdayken şunu da sorayım," dedi; "kaptanın o koca kitabında yazıldığı gibi bütün dünyanın başlangıçta bir deniz olduğuna inanıyor musunuz? "Martin: "Hiçbir şeye inandığım yok," dedi; "son zamanlarda anlatılan masallara da inanmıyorum." Candide: "Peki, bu dünya neden kurulmuş?" diye sordu. Martin: "Bizi kudurtmak için," diye yanıtladı. Candide devam etti: "Oreillonlar ülkesinde karşılaştığımız, size maceralarını anlattığım iki kızın iki maymunla sevişmesi tuhafınıza gitmedi mi?" Martin: "Hiç de gitmedi," dedi; "bu tutkunun tuhaflık neresinde? Ben öyle olağanüstü şeyler gördüm ki, artık olağanüstü şey kalmadı." Candide: "İnsanların bugünkü gibi her zaman birbirlerini öldürmüş olduklarını, her zaman onların böyle yalancı, hilekâr, hain, nankör, haydut, zayıf, vefasız, alçak, kıskanç, obur, sarhoş, hasis, hırslı, katil, dedikoducu, serseri, tutucu, iki yüzlü ve budala olduklarını mı sanıyorsunuz?" diye sordu. Martin: "Atmacaların her zaman güvercin bulsalar yiyeceklerine inanır mısınız?" dedi. Candide: "Elbette!" diye yanıtladı. Martin: "O halde, madem ki, atmacalar hiç huylarını değiştirmemişler, niçin insanların huy değiştirmesini istiyorsunuz?" dedi.