Çankaya Akşamları
Berthe G. GaulisÇankaya Akşamları Gönderileri
Çankaya Akşamları kitaplarını, Çankaya Akşamları sözleri ve alıntılarını, Çankaya Akşamları yazarlarını, Çankaya Akşamları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Düşmana karşı savaşmak bir şey değil, fakat kendi insanlarını, İngilizlerin ayarttığı zavallı insanları cezalandırmak, korkunç bir şey…
Ellerinde güzel ve sağlam bir ordu, büyük askerî liderler vardı. Londra’dan gelen tüm entrikalara rağmen, Anadolu sadece yaşamayı başarmakla kalmıyor, düzen ve disiplin içinde refaha gidiyordu. Avrupalı ya da Amerikalı her seyyah, önce Yunan, sonra Türk bölgelerini gezdikten sonra, bu tezadı görüyordu. Fakat hangi üzücü sebeple olduğu bilinemez, bütün bu gözlemler yayılmıyordu; buna karşı, Türkler aleyhine kullanılma istidadı bulunan her olay, süratle, propaganda haline getiriliyordu.
Milliyetçi Türkiye’nin göbeğinde, bir Pontus cumhuriyeti kurulması yolunda geniş bir girişim başlayacaktır. Samsun bu girişimin merkezi olacak.
İstanbul Rum patrikhanesi, Samsun Rum metropolitliği… Yunan hükümeti, Atina ve Paris Yunan zenginleri ile anlaşarak, birçok gizli cemiyet beslemektedirler. Bunlar, tam bir askerî ve adlî organizasyonları, statüleri, silâhları ile Karadeniz kıyı bölgelerine sızmakta, her yerde halk ile uğraşarak gerçek bir terörizm hareketi yaratmaktadırlar.
Kimi isterseniz görecek, neyi dilerseniz okuyacaksınız. Kendiniz, kendi rehberiniz olacaksınız ve gönlünüzce her şeyi gördükten, istediğiniz biçimde olduktan sonra sizden tek bir şey isteyeceğiz. Ülkenizde bizi tanısınlar, safsataları bıraksınlar, o dedikoduların sahteliğine inandığınız takdirde lütfen bunu sağlayın.
Daha o anlarda, ne Alman, ne de İngiliz sempatizanıdır. O, Türk’tür, özünden Türk’tür. Bu yanı, onun eserinde egemen karakter olacaktır.
Türk Ocağı Hamdullah Suphi Bey tarafından kurulmuştu. Bir İslâm ülkesinde, kadın erkek bir arada çalışsın, görülmüş, duyulmuş şey değildi. Türk Ocağı’nda, düşünün ki, ilk konferansı Halide Edip veriyordu. Olay, büyük yankılar uyandırmıştı. Hatta kadınların, kadın rolüne bizzat çıktığı bir de sahne temsili vardı. Kulüp, az zamanda üç bin üye kaydetti ve Anadolu’da, yirmi beş şube açtı. Kaydını yaptıranlar arasında, yedi yüzden fazla hekim vardı. Zaten, ilk “Türk Ocağı” plânı Tıbbiye’de yapılmıştı.
Milleti hoş tutmak, onları çalışmaya teşvik etmek, yerli sanayiyi ayağa kaldırmak, milliyetçi formülün esaslarını teşkil ediyordu. Liderler milleti, sadece kendi kaynaklarına, kendi çabasına güvenmeye alıştırıyorlardı. Bu akıllı topluluk gayet güzel yükseliyordu.
Sayfa 233Kitabı okudu