En Eski Canlı Renkler kitaplarını, en eski Canlı Renkler sözleri ve alıntılarını, en eski Canlı Renkler yazarlarını, en eski Canlı Renkler yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Her milletin coğrafi sınırları olabilir ama zihinsel sınırlara sahip olan millet çok azdır. Türk milletinin hatları İslam'la çizilmiş zihinsel sınırları ve bu sınırları özgürlükleri ve canları pahasına korumayı gönüllü üslenmiş serhat beyleri vardır.
"Babamın, annemin gelinlik sandığının iç kapağına düştüğü kayda nazaran 13 Ağustos 1334 (1918) tarihinde Güneyce'de dünyaya gelmişim.”
Doğan çocuğun kayda geçirildiği ilk yer olması gibi birçok önemli olayın sandık iç kapağına not düşülmesi yazı-insan ilişkisinin seyri açısından çok önemli şeyler anlatmaktadır.
Teşhir kültürüne alıştırılmış olanlar sandığın sakladığı sırrın künhüne ulaşamasalar da, doğan çocuğun isminin o mahremiyet odasında zabt edilmesi hiç de öylesine rast gele bir tutum değildir. Yaşanan dönem dikkate alındığında, gelinlik sandığının kapağına not düşülmesinin sadece mahremiyetle ilgili bir durum olmadığını, aynı zamanda kâğıt sıkıntısıyla da alakalı bir durum olabileceğini hesaba katmak lazımdır.
"...yeninin görünürlüğü vardır, eskinin hafızası ve derinliği. Yeni ve orijinal olan her zaman yüzeyseldir, eskimiş olan ise hep kendini eskiten zaman kırıntılarıyla doludur."
"Geçip giden geceler ve gündüzler karşısında yapacak hiçbir şeyi olmadığını farkeden kişi kaleme sarılır. İnsanın kendi içerisindeki arayışı, gölge benden, asli bene ulaşıncaya dek sürer."
"Dıranas'ın şair hocası Faruk Nafız "Şair, sen üzüldükçe ve öldükçe yaşarsın!" diye boşuna mı söylüyordu. Günlük yaşamın sıkıntıları şairi daha bir üretken kılmalıydı oysa. "
"Vakit dar olsa gerek
Hep içim ürpererek
Diyorum
Vakit dar olsa gerek
Binmişim bir gemiye
Ve böyle biteviye
Gidiyorum
Bir diyar olsa gerek
Ahmet Muhip Dıranas