Çatıkatı Aşıkları
Şükran YiğitEn Yeni Çatıkatı Aşıkları Sözleri ve Alıntıları
En Yeni Çatıkatı Aşıkları sözleri ve alıntılarını, en yeni Çatıkatı Aşıkları kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sevginin karşıtı nefret değil kayıtsızlıktır
Sayfa 93Kitabı okudu
Nasıl, aşk geldiğinde hiç tereddüt etmeden bize yaklaşır ve arkamızdan seslenirse, güzel bi roman da tıpkı aşk gibi gerçek okurunu ilk bakışta gözlerinden tanır.
Sayfa 9Kitabı okudu
"Kitapta sevdiğim dizelerini altını çizdim. Küçük pakette de kestane şekeri var, aklımda kestane şekerini sevdiğin kalmış nedense... Belki de aslında yoktur öyle bir şey, sadece ben öyle sanmışımdır."
Nankör olan hafıza değil Süreyya Hanım, kalbimiz! Kalbimiz nankör olan!
Dayanamayacağımız acılara karşı ince bir zardan yapılmış, neredeyse şeffaf, görünmez bir filtrenin korumasında yaşıyoruz sanki. Başkalarının hayatında görünce kolayca birbirine ekleyeceğimiz parçaları, kendi hayatımız söz konusu olunca, o filtreden içeriye almıyoruz.
Aşk en olmayacak yerlerde bulurdu insanı. En kapalı kapıların altından bile ışığın süzüleceği bir açıklık bulunurdu, en bulutlu günlerde bile ufak tefek ama cesur bir bulut, ötekilerin büyüklüğünden hiç korkmadan, boyuna posuna bakmadan kenara çekiliverip bir tutam güneş ışığına yol verebilirdi ve kimbilir hangi pencereye, hangi eve, hangi denize, hangi hayata düşerdi o bir tutam güneş ışığı.
Neden herkesten bu kadar uzak düşmüştüm ben?
Dünyanın neresine gidersem gideyim, dünyanın neresinde yaşarsam yaşayayım, kendimi ruhsal dünyamın başkentinde hissettiğim tek bir yer var: Mutfaktaki şu masa. Hemen pencerenin yanında duran, üzerine o kırmızı, yeşil kareli masa örtüsünü örtmeyi hiç ihmal etmediğim ve neredeyse yirmi beş yıldır akşamları tek başıma oturduğum şu masa.
Hayat sözcüklerin hep bir adım önünde.
Şu zihnin, şu muhayyilenin, şu hafızanın insana ettiği oyunları insan insana edemez. "İnsan insanın kurdudur," diyeceğine Hobbes, "hafıza insanın kurdudur," deseymiş yine olurmuş.
Nasıl, aşk geldiğinde hiç tereddüt etmeden bize yaklaşır ve arkamızdan seslenirse, güzel bir roman da tıpkı aşk gibi gerçek okurunu ilk bakışta gözlerinden tanır.
En sakin, en huzurlu görünen hayatların arkasındaki sırları, kimi zaman o hayatların içinde ya da hemen yanıbaşında olsak dahi, görmemiz mümkün olmayabilir.
Üzerinden yıllar geçince, acının adı hüzün olur.
Ne kadar sürdüğü değil, hangi yoğunlukta yaşandığıdır bir aşkı aşk yapan.
Kendimize dair bilmediğimizi varsaydığımız ya da bilince çıkarmadığımız, çıkaramadığımız bir hakikatin, bir kasırga haberi gibi giderek yaklaştığını ve kısa bir süre sonra hayatımızı artık onunla birlikte geçireceğimizi resmî olarak kabulleneceğimiz anın yerini ve zamanın bildiren o ruh saatinin tıklamalarını duymamam mümkün müydü artık?
Sevginin karşıtı nefret değil, kayıtsızlıktır. Hatırlamanın karşıtı unutmak değil, kayıtsızlıktır.