Vasatı aşamayan öyküler.
Kısa öykü okumayı seven biri olarak söylüyorum: Hiç tat vermeyen, başarısız bir kitap denemesi.
Can Yayınları'nın kitap basarken daha seçici davranmasını dilerim.
Ahmet Büke ilk okuyuşum. Geç kalmışım. Ahmet Büke okumaya bu kitapla başlanmaması gerekiyor ama sanırım. Çünkü aşırı etkiyici diyemem. Ama bazı noktaları çok iyiydi. Özellikle kitabın 2. Bölümünü gerçekten çok sevdim. Kitap iş kazalarından hayatını kaybedenlere adanmış ve zaten onları anlatıyor. Küçük ince noktalar mevcut. Ahmet Büke bir röportajında " Emek, edebiyat düştüğü için bu kadar güçsüz." demişti, çok etkilenmiştim. Bir de devamında şöyle diyordu; "Hayatla ilgili bir derdi yoksa yazılanların..." okuyucuyu çekmiyor. Ve Cazibe İstasyonu'nun hayatla, yaşananlarla bir derdi var. Politik Edebiyat. Tavsiyemdir. Okuyun ama Büke'nin başka kitaplarından sonra.
Cazibe İstasyonu adlı bir yapı etrafında birbiriyle ilişkili öykülerin yer aldığı bir kitap. Yazar, hüzünlü öyküler yazmaya devam etmiş bu eserinde ama farklı bir tarz denemiş, aynı konu üzerinde farklı bakışları öyküleyerek. Oldukça başarılı buldum.
Bir otelin lobisinde, kahve alıp gelmek gibi kısa bir zaman diliminde ortadan kaybolan; yanımda başka kitap olmamasından dolayı önce boş sehpaya sonra bana inat yaparmış gibi plajda, etrafta okuyanlara kıskançlıkla bakmama ve alan kişiye daha çok sinirlenmeme sebep olan kitap :) Öfkem geçince düşündüm ki okuyan insanın az olduğu bir ülkede kitabın alınması da sevindirici. Umarım kitaba değer veren birinin ellerindesindir Cazibe Istasyonu. Yarım kalsa da kısa bir incelemeyle sıradan insanın hayatından kesitlerin alındığı, genellikle hüzün barındıran, durum hikayelerinin yer aldığı, dilin akıcı, anlatımın açık olduğu öykü kitabı.
Öykü okumak diğer edebi türlere göre daha çok haz verir bana. Hele ki Ahmet Büke gibi Sait Faik ekolünü benimseyen bir yazarı okuyorsam bu haz daha bir artıyor. Kitaptaki her öyküyü büyük bir hazla okudum, kelimeler ruhumu okşadı. Öykulerdeki olaylar ise bizim yaşantımızdandi. Ahmet Büke'yi okuyun.
Bacaklarina sarilirdim. Eğilir öperdi alnimdan. Yanağimdan öpse, yagmur yagacak gibi gelirdi. Yağmur gelmezdi. Göl hafiften dalgalanirdi uzaktan. O zamandan baslamis kendi icine cekilmeye. Anlamadik ama hicbirimiz...