Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Modern Zamanlarda Eğlencelik Hayat

Cennetin Dibi

Gündüz Vassaf

En Eski Cennetin Dibi Gönderileri

En Eski Cennetin Dibi kitaplarını, en eski Cennetin Dibi sözleri ve alıntılarını, en eski Cennetin Dibi yazarlarını, en eski Cennetin Dibi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Çocuklar, vücutları narin olduğu için mi açlıktan, kıtlıktan daha çok ölüyorlar? Yoksa yetişkinlerin, onlar için uygun gördükleri “çocuk payından mı?” Stalin dönemindeki kıtlıkta yetişkinlerin birbirlerini değil de çocuklarını yemesi neden? ABD’de yuvaya başlayan çocukların parmak izleri alınıyor. İlerde cürüm işlediklerinde kolay yakalansınlar diye değil. Tam tersi ilerde kaçırıldıklarında, ormanın bir köşesinde ırzına geçilmiş cesedi bulunduğunda kim olduğu bilinsin, çocukları kaçırıldığından beri merakta olan annesi babasının haberi olsun diye.
Çocuk haklarını en çok çiğneyenler ise her gün onlardan sorumlu olanlar, yani anne ve babaları.
Reklam
Onurumuzu avukatlara, çocuklarımızı uzmanlara, topraklarımızı makinelere bıraktığımızdan, bizi korusun diye atımızı, silahımızı teslim edip devlete sığındığımızdan beri ne kaldı geriye? Kendisini korumaktan, yaşatmaktan aciz, geleceğin kulları olan bizler için...
Dinlerin amacı vücudun aracılığıyla ruhuna sahip çıkmaktır.
Üniforma gibi giydiğimiz kimlikler hem kendimize özgü cinselliğimize yabancılaşmamıza hem de cinsiyetlerin birbirlerine düşman olmasına neden oluyor. Tek çözüm doğadan öğrenmek.
Türümüz 30.000 yıl içinde kabile halinde yaşamaktan geniş aileye, geniş aileden çekirdek aileye, oradan da tek başına yaşama aşamasına geldi. Bir açıdan bakarsanız belki de hayırlı bir gelişme bu. İnsanın kitle halinde bir araya gelişindeki korkunçlukları unuttuk mu? Örneğin Hitler Almanya’sında doruğa varan kitle psikolojisini, o acımasız, gözü kararmış gücü. Ama o kadar uzağa, uca gitmeye gerek yok. Okul, ordu, ibadethane, iş yeri gibi kitle halinde toplandığımız her yerde bir şey eksilmiyor mu bireyliğimizden? Ve toplu halde bulunduğumuz için de güçlü liderler, kurallar gerekmiyor mu bizi yönetecek, yönlendirecek?
Reklam
Biz değil miyiz sevildiğimizi öğrenince “Ne kadar?” diye boğarcasına soran, bir tek bizim türümüz değil mi dünyanın halinden memnun olmayıp tarihimiz boyunca onu hep yeniden biçimlendiren, biz değil miyiz doğayı yadsıyıp, yeni sesler, yeni renkler arayıp, suretler yaratan?
Tarih boyunca neredeyse akla gelebilecek her konuda bölünüp taraf olduk birbirimize karşı. Tanrı insanları ırk ırk yarattı masalıyla, ırklar kapıştı; insan Tanrı’yı yarattı dinler kapıştı; daha iyi ok atabilmek için sağ memesini kesen Amazonlar erkeklerle, futbol maçı sonucundan dolayı Honduras Guatemala ile, afyon satabilmek için İngilizler Çinlilerle ve sanki kimseye yetmiyormuş gibi dünyayı paylaşmak için neredeyse herkes birbiriyle kapıştı.
Çağdaşlık sözcüğü beni her zaman ürkütür. Tarihimizi, geleneklerimizi yok etmek, kafalarındaki geleceğe göre “Yeni insan” yaratmak isteyenler hep bu deyimi kullanır. Bir de çağdaşlaşmak Batılılaşmak anlamına geliyor tabii. Amerikalılar neden hiç çağdaş olmaktan söz etmez?
Geçmişin tümünü sorgulamayan geleceğine de müstahak olmuyor mu?
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.