En Eski Cesur Sözleri ve Alıntıları
En Eski Cesur sözleri ve alıntılarını, en eski Cesur kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Normal, fazla hafife alınıyordu."
Sayfa 10Kitabı okudu
“Bazen yapılması gereken şey, her zaman doğru olan şey değildir.“
Sayfa 174Kitabı okudu
“Sana bakıyorum, gözlerim sende olmadığında bile seni görüyorum.”
Sayfa 265Kitabı okudu
"Çünkü ben de size katılacağım."
Arkamı dönerken çenemi sıktım. Fabian gelmişti, acayip havalı görünüyordu.
"Öyle mi, senin binecek başka bir araç bulman gerekecek."
"Ivy," diye mızmızlandı Tink alçak sesle. "O bana binecek."
Ren'in kahvesi boğazına takıldı...
Sayfa 226Kitabı okudu
"Bana bak."
Ağır ağır bakışları yükselip benimkilerle buluştu. "Sana bakıyorum, tatlım. Gözlerim sende olmadığında bile seni görüyorum."
Sayfa 265Kitabı okudu
"Sadece bariz olan şeyi söylüyorum."
"Bir şey barizse söylemek lüzumsuzdur, Tink."
Sayfa 26
Birini ne kadar iyi tanıdığınızı düşünürseniz düşünün, bunun gerçekten tanıdığınız anlamına gelmediğini yaşayarak öğrenmiştim.
Sayfa 38
"Aslında neredeyse ezelden beri uyuyor gibisin," diye devam etti Tink. "Yani, ezelden beri değil de dört gündür falan."
Dört gün mü? Kahretsin.
"Öldün de yakında kokmaya başlayacaksın diye endişelendim biraz."
Sayfa 83
"Tink," diye haykırdı Faye kapıdan. Buraya ne zaman gelmişti? "Ren'i Tanner'dan uzak tutman lazım. Ivy'nin başına gelenlerle onun hiçbir ilgisi yok!"
Tink başını sağa sola salladı. "Hiçbir şeyi durdurmuyorum hanımefendi. Boynundaki el Ren'in olduğu için çok şanslı."
Doğruydu. Tink'in neler yapabileceğini görmüştüm.
Tink bana doğru dönünce keskin bir nefes aldım. Şu anda göründüğünden daha fazla Ötedünyalı görünmemişti hiç. Yüz hatları keskin ve acımasızdı -hayvaniydi. Ama yaralı elimi bileğimden tutup kaldırdığında çok nazikti. "Elinde bir delik var."
Tink. En kötü anlarda bile o hâlâ Kaptan Bariz'di.
Sayfa 62
"Avlayıp öldürmek için doğduğumuz yaratıklara daha fazla benzediğimi nasıl oluyor da ancak fark edebiliyorsun? Çok anlamsız."
Ren afallamış görünüyordu. "Anlamıyorsun. Tenin yeşil, kulakların UFO büyüklüğünde olsa da ben hâlâ senin kesinlikle çarpıcı olduğunu düşünürüm."
O noktada, Ren'in kafasının iyi olup olmadığını merak etmeye başladım.
"Kulağa fazla bayık gelebilirim ve bunu söylemek zorunda kaldığım için biraz da şaşkınım ama mesele sadece senin nasıl göründüğün değil. Beni yanlış anlama, bunun hoş bir artısı var ama mesele sensin Ivy. İçinin nasıl olduğu tatlım."
Sayfa 100
Göğsün sıkıştı ve o anda söyleyebileceğim en gerçek şeyi fısıldadım. "Senden nefret etmiyorum."
Ren ellerimi daha sıkı tutup başını eğdi. Konuştuğunda kıvırcık saçları önüne düştü, sesi boğuktu. "Seni kaybedemem."
"Kaybetmedin."
Ellerimi dudaklarına götürdü, ikisinin de üstünü öptü. "Öyleyse neden çoktan kaybetmiş gibi hissediyorum?"
Sayfa 105
Tanrı biliyor ya, Ren bunu benden ya da bir başkasından asla beklememişti ama birisiyle birlikte olduğunuzda, birini sevdiğinizde, onları dahil edersiniz.
Bir ekip olursunuz.
Onlardan bir şey saklamazsınız. Kesinlikle ama kesinlikle yalan söylemezsiniz ve onları bir canavarla karşılaştırmazsınız.
Sayfa 134
Başta her şey sarsaktı, ortasında düzensizdi ve şimdi... Muhtemelen sonuna gelmişken... Eli kulağında bir felaketti.
Sayfa 134
Yeni bir yaşam mottom vardı. Basitti.
Kendini topla.
Sayfa 137
"Ren hakkında konuşmak için çağırmadım seni buraya."
"Ama ben onun hakkında konuşmak istiyorum. Siz ikiniz burada birbirinizle doğru dürüst konuşmuyorsunuz bile. Çok tuhaf."
Derin bir nefes aldım. "Biliyorum. Dün gece kavga ettik ama çözülür. Her şey yoluna girecek."
"Ne?" Yüzünde aniden endişe belirdi. "Büyük bir kavga mıydı? Yoksa küçük müydü? Ah Tanrım, ayrılıyor musunuz? Ben kiminle yaşayacağım?"
"Kiminle mi yaşayacaksın?" diye sordum nefesim kesilerek. "On iki yaşında değilsin, bizim çocuğumuz da değilsin."
"Ama bakıma ihtiyacım var. Sevilmeye. Amazon Prime'a erişime ihtiyacım var."
Sayfa 142