En Eski Chuang Tzu’nun Kitabı Sözleri ve Alıntıları
En Eski Chuang Tzu’nun Kitabı sözleri ve alıntılarını, en eski Chuang Tzu’nun Kitabı kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Eskinin gerçek insanları yaşamı sevmenin ya da ölümden nefret etmenin ne olduğunu bilmezdi. Onlar doğuma sevinmez, ölümü geciktirmeye çalışmazdı. Gelmeyi umursamazlar, gitmeye de aldırmazlardı. Hepsi buydu. Kendilerinin nereden kaynaklandığını unutmazlardı, oraya dönüşlerini araştırmaya da çalışmazlardı. Yaşamı tatlılıkla kabul etmişlerdi; yeniden yapılanmalarını (sonu) çıdamla beklerlerdi. Buna yüreğin Taodan sapmasına izin vermemek, doğal olana insan araçları katmamak derler.
Doğru biçimler yapmak için gönyelere, çizgilere, pergellere dayananlar, nesnelerin doğal yapısını örselediler. Bağlamak için ipleri, parçaları birleştirmek için yapışkanı kullananlar, nesnelerin doğal niteliğine karıştılar. İnsan usunu törenlerle müzikle engelleyerek, yardımseverlik, kendini adama yönünde etkileyerek doyurmaya uğraşanlar onun özgün doğasını yitirir. Şeylerde özgün bir doğa vardır. Kendi özgün doğasındaki nesneler, yayların yardımı olmadan eğri; çizgiler olmadan düz; pergeller olmadan yuvarlaktır; tutkalsız bir araya gelir; bağlar olmadan bir arada tutulurlar. Bu yolla her nesne içsel bir itişle yaşayıp gelişir, kimse de bunun neden böyle olduğunu söyleyemez. Nesnelerin düzeninde her şeyin bir yeri vardır; bunların uygun yerlerine nasıl geldiklerini kimse söyleyemez.
"Şeylerin yaşamı, dörtnala koşturan bir at gibi geçer gider, her an, her saat değişir. Birinin yapması ya da yapmaması gereken nedir? Bırak değişimlerin çarkı kendi kendine dönsün!"
"Diyelim ki bir tekne ırmağı geçiyor, boş başka bir tekne de ona çarpmak üzere. Bu durumda kolayca öfkelenip parlayan bir adam bile öfkeden kendini yitirmez. Teknede biri olduğunu varsayalım. O zaman ilk teknedeki adam ötekine açıktan geçmesi için bağırır. Öteki ilk seslenişte duymazsa, üç bağırmadan sonra bile işitmezse, birincinin ağzını bozması kaçınılmazdır. Tekne boş olduğu için ilk durumda kimse öfkelenmedi; oysa ikincide doluydu. İnsanlarda da durum böyledir. Kişi, yaşamda bomboş* gezip dolaşırsa kim onu örseleyebilir?"
*Negatif durumdaki, dışarıdan içeri aktarılan bütün izlenimlere kapalı usuyla.
"Doğu denizinde İ-êrh (aylak kuş) diye adlandırılan kuşlar var. Onlar becerileri yokmuşçasına ölçülü, gösterişsizce yaşarlar. Birlikte uçup gider, birlikte bir ağaca tünerler; ilerlerken hiçbiri önde olmaya çalışmaz, geri çekilirken hiçbiri sonda kalmaya kalkmaz. Yemek yerken hiçbiri önce başlamaz, ötekilerin geçimi için gerekli olan diğerlerine bırakılır. Dolayısıyla onlar kendi konumlarında barış içindedirler. Dış dünya onlara zarar veremez. Böylece de sıkıntılardan kaçınırlar. İlkin düz ağaçları baltayla devirirler. En çabuk tatlı suyu olan kuyulardaki su tüketilir. Sen var ya sen, bilgini alıkları şaşırtmak için gösteriyorsun. Kendini ötekilerdeki yozlaşmayı belirginleştirmek için geliştiriyorsun. Sanki güneşle ay kollarının altındaymış gibi alevleniyor, parlıyorsun. Bu yüzden senin başın dertten, güçlükten kurtulmaz."
"Tükenme, yenilenmeye yol açar. Son, yeni bir başlangıcı ortaya çıkarır. Bu, özdeğin varoluşunun yasasıdır. Dilin gücü, bilginin erimi bu varoluşun sınırlarının ötesine geçemez. ... İnsan düşüncesi burada durur."