Yirmi yüzyıldan beri lanetlenen bedensel isteklerin doyurulmasını doğal ve meşru kabul ettiğimizden beri artık temiz değiliz. Artık tevekkül, nefsi yenme ve adanma arayışında değiliz ; artık kalben alçakgönüllü ya da ruhen muhtaç değiliz.
Zamanı ölçmek! Biz öyle yaratılmışız ki, zamanın bilincine varamıyoruz ve hiç görmediğimiz bir para gibi tartıp sayamadıkça getirdiği sevinçleri veya üzüntüleri tam anlamıyla kavrayamıyoruz.
"Bizi inciten birisine," Seni affediyorum, hepsini unuttum," dediğimizde, bu cümlenin altında yatan gerçekler nelerdir? Verebileceğimiz tek taahhüt en fazla şudur:" Sırası geldiğinde sana zarar vermeye çalışmayacağım. " Söz verdiğimize inandığımız şeyin dışında kalanlar ise kendi irademize bağlı değildir. Bize yapılan bir kötülüğü unutmamız imkânsızdır, çünkü içgüdülerimizin en şiddetlisi olan kendini koruma, doğrudan hatırlamakla ilgilenir."
Henüz algılanamasa da gökyüzündeki her şeyin bir kokusu olmalı; ay ışığının, su çağıltısının, havadaki bulutun, gökyüzündeki masmavi gülümsemenin bile...
"İnsan hayatı yarıladığında, heyecanlı döneminin sonuna geldiğinde, insanların ve çağların şatafatının, zekânın ve sanatın sunabileceği neredeyse tüm gösteriyi tükettiğinde birçok şeyi mukayese edip deneyimledikten sonra çok basit hatıralara geri döner.Bir görüntünün iki alemi ayıran eşiği geçebileceği doğruysa eğer, hatıralar, kişinin son uykusunda yanında götürmek isteyebileceği iki veya üç saf, değişmez ve ferahlatıcı görüntüyü arınmış ufukta ona resmeder."
Instagram: @fılizpostaci