Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

En Eski Çiçu Gönderileri

En Eski Çiçu kitaplarını, en eski Çiçu sözleri ve alıntılarını, en eski Çiçu yazarlarını, en eski Çiçu yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Gerçekten insanın en büyük bencilliği, kendi dertlerini taşımaları için dostlarını yükçü olarak kullanmak isteyişidir. Bencil insanlar, durmadan yalnızlıklarından yakındıkları, yakınlarının kendilerini anlamadıklarını söyledikleri halde, kendileri hiç de başkalarının yalnızlıklarını bölüşmek istemez, yakınlarını anlamaya çalışmazlar. Bu bencillik onları yalnızlıktan kurtarmak şöyle dursun, tersine, büsbütün karamsar yapar, yalnız bırakır. Zorla kendilerinin yarattıkları yalnızlıktan kurtulmak için kalabalığa karıştıkça, kalabalık kere yalnızlıkları artar. Bu benciller, kendi kendilerini mahkum ederek gömüldükleri yalnızlıktan, çevrelerindeki insanları suçlu bulur, dostlarını sorumlu tutarlar. Oysa insanın yalnızlıktan kurtuluşu, kendi yalnızlıklarını başkalarına yüklemekle değil, başkalarının yalnızlıklarını yüklenmekle, çevresindekilerin dertlerini bölüşmekle olur..."
Sayfa 136Kitabı okudu
"Zaman zaman çıldıracağım diye korkuyorum kendimden... Kulaklarımda uğuldayan yalancı gürültülere değil, gerçek gürültülere ihtiyacım var... Komşuların kavgaları, dışardaki en önemsiz konuşmalar bile beni kurtaracak sanıyorum... Bakın bakın, duyuyorsunuz ya ayakkabılarım nasıl gıcırdıyor. Ayakkabı alırken gıcırtılı olmasına özellikle dikkat ediyorum... Ben hep böyle gıcırdayan ayakkabılar giyerim... Sese ihtiyacım var, sese... İçimdeki ıslak, soğuk yalnızlığın uğultularından, onbinlerce orkestranın çıkardığı gürültünün beynimi tırmalamasından kurtulmak için, gerçek ses duymak istiyorum... Onun için ayakkabılarımın gıcırtısından bile avunmak, yalnızlığımı kendimden kovmak istiyorum... Başkaları, kendimi göstermek istediğim için böyle gıcırtılı ayakkabı giydiğimi sanıyorlar..."
Sayfa 154Kitabı okudu
Reklam
79 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Bir tiyatro düşünün içinde acı tatlı bir arada. Üzüntü ve ironi. O kadar iyiydi ki bana bu tür için hiç denebilirmiş gibi geldi. Sanki öncülerden biriymiş gibi Aziz Nesin. İroniyi acıyı bu kadar iç içe hissettiren çok az eser vardır. Eserin bel kemiği ise evlendikten sonra bile yine Çiçuya ihtiyaç duyması. Yalnızlığın bu kadar da Muamma olduğunu götürürüz.
Çiçu
ÇiçuAziz Nesin · Nesin Yayınevi · 200749 okunma
Barıştılar bile... (Sevinçli) Şimdi sarılmışlardır birbirlerine, sevişiyorlardır. (Mutlu) Isıları birbirlerine geçer tenlerinden sımsıcak, ısıtırlar soğukluklarını... Her kavgadan sonra barışır, yeniden sevişirler. (Üzgün) İnsanın hiç olmazsa kavga edecek bir kimsesi olmalı... Kavga bile mutluluk...
ADAM (kendi sesi) : Kimin için yaşıyorsun sen? Hiç!... Kimin için çalışıyorsun? Hiç!... Her zaman anılacak büyük işler yapmak isterdin; sana o büyük işi esinliyecek, o gücü sana verecek olan birini aradın, bekledin durdun... Hayatını o'nun adına adamak istiyordun. Seni anlıyacak, yalnızlığından kurtaracak, seni kendisiyle bölüşecek biri... (Adam boğulur gibi ellerini boynunda dolaştırır.) Hani? Uğruna dünyanın en olumlu, en ölümsüz, en güzel, en ulu işini yapacağın insan nerde?... Nerde sana yaşam sevincini serpecek el?
Sessizlik, Yalnızlığın iç sesi
Bu içimdeki sessizliğin gürültüsünden sağır olacağım... Her gece eve gelip, anahtarı deliğe sokup çevirince o soğuk demirsi gıcırtı, beni içinde boğacak genişlikte yayılıyor beynime. Adımımı atıyorum... Çıt yok, çıt... Yalnızlığımın soğuk karanlığı üstüme üstüme soluyor, abanıyor bir derin sessiz uğultu sırtıma. Üşüyorum karanlığın susukluğundan, korkuyla hemen elektrik düğmesini çeviriyorum... Gözüm telefonda, birisi, kim olursa olsun birisi, telefon etsin diye bekliyorum... Saat çalsın diye, köpek havlasın diye, kedi miyavlasın diye bekliyorum...
Reklam
Bıktım, hepinizden bıktım... Bütün bu saçmalıklardan, bu evdeki herşeyden nefret ediyorum, iğreniyorum. Kendimi hapse mahkûm ettiğim bu kendi yalnızlığımın zindanında birgün çıldıracağım diye korkuyorum...
Duyuyorsunuz ya ayakkaplarım nasıl gıcırdıyor. Ayakkabı alırken, gıcırtılı olmasına özellikle dikkat ediyorum... Ben hep böyle gıcırdayan ayakkabılar giyerim... Sese ihtiyacım var, sese... İçimdeki ıslak, soğuk yalnızlığın uğultularından, onbinlerce orkestranın çıkardığı gürültünün beynimi tırmalamasından kurtulmak için, gerçek ses duymak istiyorum... Onun için, ayakkabılarımın gıcırtısından bile avunmak, yalnızlığımı kendimden kovmak istiyorum...
Gece yatakta bir elimi attığım zaman, elimin tuttuğu yalnızlık... Korkudan öbür elimi atıyorum, kendimi tutuyorum, soğuk, ıslak, titreşik...
Çevremdeki insanların davranışları bana özdensiz, yapmacık, yalan geliyor.. Sevmiyorum, sevmiyorum... Hatta evimizdeki, kolları, boyunları, parmakları, inci boncuklu süslü, suratları renk renk boyalı kadınları vahşiler gibi görüyorum. Nasıl ve niçin bir ruh yalnızlığı içinde bunaldığımı anlatabiliyor muyum acaba? Ben bu toplumun insanı değilim. İşte bunun için ızdıraplarım sonsuz. Kaçmak, uzaklara, çok uzaklara kaçmak istiyorum. Acaba, o bilinmeyen, belki de olmayan uzaklıklarda aradığım mutluluğu bulabilecek miyim?...
79 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.