Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Ansiklopedi 2

Çıkış

Yalçın Küçük

Çıkış Gönderileri

Çıkış kitaplarını, Çıkış sözleri ve alıntılarını, Çıkış yazarlarını, Çıkış yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
424 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Çıkış II, 2023 Türkiye’sinin siyasetini anlamak açısından hala güncel. Fakat benim dikkat çekmek istediğim nokta, kitaptaki Deniz Hakan’ın “Artık Demokrat ve Ahlaksız Adamlarız” başlıklı yazısı. Siyaset teorisi ve ahlak felsefesini harmanlayan zihin açıcı bir inceleme. Mutlaka okunmalı.
Çıkış
ÇıkışYalçın Küçük · Tekin Yayınevi · 201511 okunma
(...), "elveda" sözcüğü, bir beraberlikten ayrılışı veya bir hayal kırıklığını ifade ediyor. (...) "hayal kırıklığı" mı, başı dik olanların, ütopya sahiplerinin, hayali olanların yazgısıdır ve hayal'in kırık olanı dahi pek güzeldir.
Sayfa 298Kitabı okudu
Reklam
Demek ki, arkeolojik bir çerçevede, tasavvufçu dervişlerin İslam öncesi kaynakları olduğunu teşhis edebiliyoruz. Yaşar Ocak'a göre "Budist, Şamanist ve Maniheist rahiplerden Kalenderi dervişlere geçiş fazla zor ve uzun zaman alan bir süreç" olmamıştı. Türkler İslama geçtikleri bu dönemde, İran ve Hindistan kültürü ile iç içeydi; şu halde, geçtikleri "İslam" mıydı, ...
Sayfa 239Kitabı okudu
İslam ile Türk boylarının karşılaşması 10. yüzyılda gerçekleşti; yer yer kanlı, yer yer ticari ilişkiler üzerinden yürüyen bir İslam ile tanışma öyküsüdür.
Sayfa 228Kitabı okudu
Osmanlı tarihinde Türkoloji nerede yer alıyor; öncelikle Balkan coğrafyasına yakın Macaristan'da yer almaktadır. Macaristan Türkoloji tarihindeki önemli ülkelerden biriydi. 1800'lü yıllarda Macarlar, "Macar kimdir" sorusunun yanında, "Türk kimdir" sorusuna da yanıt arayan çalışmalar yapıyorlardı. Bilimselliği kuşkulu olmakla birlikte, Macaristan'da, Macar yurdunu aramak ile Türk yurdunu bulmayı özdeş tutan incelemeler yazıldığından da haberdarız.
Sayfa 222Kitabı okudu
Reklam
(...) Osmanlı tarihçilerinde gazaya şirk koşmak adet değildir.
Sayfa 213Kitabı okudu
(...) sözcükler işaret olmaktan çıktılar ve kavramlar bozuldular.
Sayfa 194Kitabı okudu
(...); laisizm, önünde sonunda, aklın her türlü ağırlıktan ve vesayetten kurtulmasıdır. Önünde sonunda, bir düşünebilme düzenidir.
Sayfa 154Kitabı okudu
Reklam
Kemal Paşa'nın "milliyet" anlayışı mekâna bağlıdır ve "ne mutlu Türküm diyene," şeklinde tarifini bulmaktadır.
Sayfa 154Kitabı okudu
Balkan Harbi, Osmanlı'nın Avrupalı kimliğinin tükenişi anlamına da geliyordu.
Sayfa 151 - Zafer Toprak, Türkiye'de PopülizmKitabı okudu
Napolyon, büyük ve görkemli dini törenler düzenlemesi ile ünlü idi. "Bir din seçmek zorunda kalsaydım, tanrım evrensel bir yaşam verici olarak güneş olurdu”, onun sözüdür, ama Fransız devriminin sloganlarını fetihleriyle Avrupa'ya taşıyan bu hırslı general ve daha sonra imparator, hakimiyeti altındaki topraklarda, ünlü büyük törenlerini güneş için değil, inanmadığı Katoliklerin Tanrısı için düzenliyordu. "Din insanları sakin ve sessiz tutmanın en mükemmel yoludur," ve "Yoksulların zenginleri öldürmesini önleyen dindir," sözleri de Napolyon'a atfedilmektedir.
Sayfa 116Kitabı okudu
Tehlike, hükümdarın kendi yetki ve ayrıcalıklarını unutmasında değil, tebaasının kendi haklarını unutmasında yatar.
Sayfa 110 - DiderotKitabı okudu
"Milletvekilleri milletin temsilcileri olamazlar. Vekiller, olsa olsa geçici işlerin görevlileri olabilir; kendi başlarına hiçbir kesin karar alma yetkileri olamaz. Halkın onamadığı hiçbir yasa geçerli değildir, yasa sayılmaz. İngiliz halkı kendini özgür sanıyorsa da aldanıyor, hem de pek çok; o ancak parlamento üyelerini seçerken özgürdür: Bu üyeler seçilir seçilmez, İngiliz halkı köle olur, bir hiç derecesine iner." Rousseau'nun burada gene de iyimser ya da kibar bir dil tercih ettiğini söyleyebiliriz. İngiliz halkı seçerken özgür müydü, hangi vekil adayları arasında seçim yapabiliyordu; ayrıca, Rousseau'nun kendi deyişiyle, kölelik zincirlerinden kurtulmuş ya da kurtulma iradesi geliştirebilmiş miydi; ahlak ile beraber bir özgürlük teorisi peşindeysek, temelinde Rousseaucu olduğunu kabul edebileceğimiz bu soruları da eklemek ve devam etmek gerekiyor: Rousseau bu satırları yazarken, Kanun Hükmünde Kararnameleri öngöremiyordu; geceyarıları meclisten torba torba geçirilen yasaları görmemişti; vekillerin plazaların yönetim odalarında tayini, seçim barajı tekelci dönemin hediyeleridir. Felsefe ders kitaplarının diline öykünebilir miyiz, Rousseau "Odun olsa seçtiririm" diyen Menderes'i görse dehşete kapılır mıydı ...
Sayfa 109Kitabı okudu
36 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.