En Eski Cim Düğme ve Lokomotifçi Lukas Gönderileri
En Eski Cim Düğme ve Lokomotifçi Lukas kitaplarını, en eski Cim Düğme ve Lokomotifçi Lukas sözleri ve alıntılarını, en eski Cim Düğme ve Lokomotifçi Lukas yazarlarını, en eski Cim Düğme ve Lokomotifçi Lukas yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kitabın orjinal dili, yazarın anlatım yeteneğini daha iyi anlamamıza sebep oluyor. Deyimler, ülkeye özgü kültür, cümle kuruluşu, olayları betimlemesi bambaşka. Çoğu çevirilerde bunu yakalamak zor.
Büyük başarı elde ettiği ilk eseri olan bu kitapta, fantezi dünyasını anlatan, gerçek dünyayla da bağlarını koparmayan Ende, çocuklar için yazmış olduğu eserleriyle her yaştan okuyucuya hitap ediyor. Ende' nin kitaplarını severek okuyorum.
Okulla 30 yıl önce Almanya da tiyatro gösterisine gitmiştik...Çocukluğumun bir parçası...Almanya da bu hikayeyi bilmeyen yoktur...İnsan haliyle o dönemleri özlüyor...Eskiden internet mi vardı...Herkes daha çok okur, daha çok tiyatroya giderdi...
Çocuklara hitap ettiği düşünülsede fantastik film tadında olan kitap akıcı olmanın yanında sürükleyiciydi. Hayal gücünün sınırlarının olmadığını kanıtlamaya çalışırken beş duyuyla ilgili gerçeklerin değişmeyeceğini ve hayat boyu sürecek olan bazı derslerin yanında insanı -ya ne kadar güzel böyle eğlenceli kitaplar yazmak -diye düşündüren cezbedici bir kitap olduğu söylenebilir.
Ne var ki, onun tam olarak ne kadar güçlü olduğunu kimse bilmiyordu, çünkü huzurlu, sakin bir yaşamı vardı ve hiçbir zaman gücünü kanıtlamak zorunda kalmamıştı
-Yoo, bence yine de endişelenecektir," dedi Lukas. Yüzü düşünceli bir hal aldı. "Hem sen mektup yazamazsın ki yazmayı bilmiyorsun!" -"Olsun, ben de mektup çizerim,"
En sonunda da birlikte bütün lavları olabildiğince iğrenç görünecek biçimde kırmızıya boyayıp iyi yürekli şişko Emma'nın masum yüzünün üstüne korkunç bir ejderha suratı oturttular
Kendilerine bile birbirlerini ayırt edemiyorlardı.Ama bundan rahatsız görünmüyorlardı.Belli ki içlerinden hiçbiri aslında kim olduğunu bilmiyordu.Bilmeye can attıkları da yoktu, çünkü hepsi aynıydı zaten.