Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Cinsiyet ve Cinsellik Üzerine Antropolojik Değiniler

Çin İşi Japon İşi

Tayfun Atay

Öne Çıkan Çin İşi Japon İşi Gönderileri

Öne Çıkan Çin İşi Japon İşi kitaplarını, öne çıkan Çin İşi Japon İşi sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Çin İşi Japon İşi yazarlarını, öne çıkan Çin İşi Japon İşi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
sanal gerdek
Dindar bir nesil, dindar bir toplum, dindar bir Türkiye hedefleyen siyasi irade, olur olmaz her şeye dini bulaştırmaktan kaçınmayınca sadakatsizlikten sahtekârlığa, ahlâksızlıktan akla ziyanlığa, hırsızlıktan müptezelliğe kadar her şey de dinî bir kılıfa sokularak mübahlaşır oldu bu ülkede.
iletişim yayınları, e-kitapKitabı okudu
“Tarihsel” Bir İktidar Pratiği Olarak Erkeklik
Tarımın beşiği Ortadoğu’da, özellikle saban tarımı aşamasına gelindikten sonra çıkış bulan ve kutsal metinleri büyük ölçüde birbirinin ardılı olan üç büyük tektanrılı dinin (Yahudilik, Hıristiyanlık, İslâmiyet), hem insanlığın başlangıcını tarımsal yaşam biçimiyle muteber kılmaları (Adem Peygamber, çiftçidir!) hem de erkeği üstün ve hâkim, kadını ise aşağı ve tâbi sayan ataerkil söyleme işlerlik kazandırmaları da insanlık tarihinde sosyoekonomik temelde kendisini gösteren büyük değişimin ideolojik karşılıkları olarak anlamlıdır.
iletişim yayınları, e-kitapKitabı okudu
Reklam
Türkiye’de Metroseksüellik: “Müslüman Mahallesinde Salyangoz Satmak!”
Mansız’ın o dönemde magazin dünyasının gözde kadınlarının, özellikle de mankenlerin yoğun ilgisine “maruz kaldığı” hatırlardadır. Bu durum gazetelere, söz konusu kadınların “İlhan’ı kim yutacak?” diye iddialaştıkları şeklinde yansıdı. Bu noktada “yutma” sözcüğünün üzerinde durmak gerekir. “Yutma”, kadın cinselliğini etkinleştiren ve kadın cinsel organına güç, iktidar kapasitesi yükleyen gerçekten çarpıcı bir argo metafor olarak beliriyor burada. Böylesi bir ifadenin Türkiye’de yaygın biçimde kamusal aleniyet kazanması, pek rastlanan bir durum değildir. Çünkü bizim (yumuşak ya da sert) argomuz, ağırlıklı olarak erkek iktidarının en kaba ve acımasız dışa vurumlarına yer verir: “Kaymak”, “götürmek”, “vurmak” tarzı, erkek cinselliğini etkenleştiren, aslileştiren, öncelikleyen argo deyişler, bize daha aşinadır. Burada ise böylesi eril metaforlar yerine ilk defa “kadın-erkil” mahiyette “yutmak” metaforu ortaya çıkmaktadır.
iletişim yayınları, e-kitapKitabı okudu
"Androjeni", hem erkeksi hem kadınsı nitelikleri barındırma, psikolojik sağlıklıkla ilişkili olarak gösterilir. Ama empati kurabilen bir erkeği ya da hakkını arayabilen bir kadını "androjen" olarak tanımlamak bile insani niteliklerin bir kısmının erkeksi bir kısmının da kadınsı olduğunu peşinen kabul etmektir.
Sayfa 57 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor
8 Mart, Asıl Erkeklere Kutlu Olsun!
Endüstri Devrimi, Tarım Devrimi’nden istim aldığını söylediğimiz eşitsizliği yok edemediyse de hayli törpüledi ve sorgulamaya açtı. Bazılarınca kadının üstünlüğünü istediği sanılan, ama aslında kadın-erkek eşitliğini savunan feminizmi endüstriyel yaşam biçimine borçluyuz. Kadınlar, günümüzde özellikle de servis endüstrisinin hayata damgasını vurduğu ülkelerde, profesyonel meslek sahibi ve yönetici olarak erkeklerle aynı düzlemlerde, hatta onlardan önde bile olabiliyor artık. Ama “iktidar” ortadan kalkmadı. Tersine, mali, idarî ve iradî öncelik sahibi hale gelen kadınların, rekabetçi sistem içerisinde “erilleştikleri” gözlenmekte. Kadın dilini, aklını, ruhunu hayata hâkim kılamayınca kadının iktisadî ve içtimaî özgürleşmesi bir anlam ifade etmiyor. Tersine erkek iktidarı bu defa “unisex” olarak yoluna devam ediyor. O yüzden 8 Mart’ı kadın haklarının “erkeksi” mücadelesi olma tehlikesinden kurtarmak ve kutlamayı “erkeklik”ten muzdarip erkekleri de kapsamına alacak şekilde kavramsal ve yapısal bir değişime uğratmak gerekiyor.
iletişim yayınları, e-kitapKitabı okudu
“Geber be baba!”
Kısaca aktaracak olursak, insanlığın başlangıcında tüm kadınları kendine saklayan ve büyüyen oğullarını dışarı atan vahşi ve kıskanç bir baba vardı. Sonra bir gün oğullar, güç birliği yapıp babayı katlederek yedi ve baba-egemen sürüye son verdiler. Ardından ensest yasağını getirerek aileler oluşturup bir arada çatışmasız yaşayabilecekleri bir toplum tesisine gittiler. Ama “baba katli”nin pişmanlığıyla, suçluluk duygusunu azaltma amacıyla da ritüeller geliştirdiler. İşte totem, Freud’e göre, öldürülenin yerine konmuş “baba”dır (Morris 2004: 255-6).
iletişim yayınları, e-kitapKitabı okudu
Reklam
Memleketimden Kadın Manzaraları
Öyle bir memleket ki bir kadın olarak aynı şehirde açık kıyafet giysen de çarşafa girsen de ölüyor, öldürülüyorsun!
iletişim yayınları, e-kitapKitabı okudu
Kavuşamazsın, aşk olur. Aşık veysel
Aşk duygusu özde seks arzusuna dayanır diyorum. O yüzden arzuya ulaşıldığı an, aşkın sonudur.
Bir erkeği "kadın gibi" diye nitelediğimizde birey bazında tek bir erkeğe hakaret ve aşağılamada bulunuluyor gibi görünse de burada genel anlamda kadınlık ve kadınların aşağılandığı söylenebilir.
Sayfa 21 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor
Rahîm” Olan Allah’ın Adıyla!..
2011 genel seçimleri öncesi siyasîler arasında süren atışmalarda eski AKP milletvekili ve bakan Kürşat Tüzmen üzerine tüy dikilesi bir söz sarf etti. Tüzmen, CHP lideri Kılıçdaroğlu’na yönelik söylendiği bariz olan ifadesinde, “Biz adamı ana rahmine kadar kovalarız,” dedi. Edep ve hayâya hiç mi hiç sığmayan bu sözlerin, dindarlık eşiği hayli yüksek bir muhafazakâr parti bünyesinde bir dönem öne çıkmış biri tarafından sarf edilmiş olması, bu partinin “toplumsal bilinçaltı” üzerinde odaklaşmak isteyen klinik ve sosyal psikologlar açısından da kışkırtıcı bir malzeme olabilir! Fakat ataerkil söylemin kaba ve pervasız bir dışa vurumu olarak düşünülmesi gereken bu sözlerin asıl muhasebe edilmesi gereken alan “teoloji”, daha özel olarak da İslâm ilahiyatıdır.
iletişim yayınları, e-kitapKitabı okudu
120 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.