En renkli yaratılış miti, ilk doğan insan, yarı tanrı dev Antik Sarmal (Pan Gu) hakkındadır. Bu mit, dev yavaş yavaş ölürken; nefesinin rüzgar ve bulutlara, sesinin gök gürültüsüne, gözlerinin güneş ve aya, kol ve bacaklarının ise dağlara dönüşmesini anlatmaktadır. Vücut sıvıları yağmur ve nehirlere, etleri toprağa dönüşmüştür. Saçları yıldızları, vücut kılları bitkileri oluşturmuştur. Dişleri, kemikleri ve ilikleri mineral halini almıştır. Vücudunun üzerinde gezen böcekler ise insanlara dönüşmüştür. Bu mit, vücudun çeşitli parçalarının evrenin bunlarla analojik parçaları haline dönüştüğü bir dizi metamorfozdan oluşur. Dünyanın dört bir yanındaki çok sayıdaki kozmolojik insan vücudu mitlerinden biridir; ölen tanrı ve insanoğlunun iyiliği için vücudunu feda eden besleyen tanrı gibi önemli mitleri içerir.
En renkli yaratılış miti ilk Doğan insan yarı Tanrı dev antik sarmal hakkındadır bu mit dev yavaş yavaş ölürken nefesinin rüzgar ve bulutlara sesinin gök gürültüsüne gözlerinin Güneş ve aya kol ve bacaklarının ise dağlara dönüşmesini anlatmaktadır vücut sıvıları yağmur ve nehirlere etleri toprağa dönüşmüştür saçları yıldızları vücut kılları bitkileri oluşturmuştur kemikleri ve ilikleri mineral halini almıştır vücudunun üzerinde gezen böcekler ise insanlara dönüşmüştür bu mit vücudun çeşitli parçalarının evrenin bunlarla analojik parçaları haline dönüştüğü bir dizi metaformozdan oluşur dünyanın dört bir yanındaki çok sayıdaki kozmolojik insan vücudu mitlerininden biridir ölen Tanrı ve insanoğlunun iyiliği için vücudunu feda eden besleyen tanrı gibi önemli bilgileri içerir.
"Tanrı Yao, Fang Hsun, gökler gibi insancıldı ve ilahi bir varlık gibi bilgeydi; yakınında olmak güneşe yaklaşmak gibiydi ve ona bakmak bulutlara bakmak gibiydi."
Dağlar ve Denizler Klasiği'nde yer alan etnik mitler, başlangıçta Çinlilerin sınırları ötesindeki bilinmeyen topraklara ve halklara karşı duydukları korkuyu ifade ediyordu.
Yaratıcı tanrıça Gua Kadın'nın sarı kili bir çömlekçi gibi yoğurarak insan şekilleri yaptığı ve sonra bunların canlandığı anlatılır. Gua Kadın daha fazla şey yaratmak istemiş ancak yaratamamış; bu yüzden inşaat halatını kullanarak çamurdan bir oluk açmıştır. Halatı çamura sürüp çekmiş, yere düşen çamur da insan biçimini almıştır.
Bu mit, sosyal hiyerarşinin kökeninden bahsederek devam eder. Sarı kilden yaratılan insanlar zengin ve asil insanlardan oluşan yönetici üst sınıfı, çamurdan yaratılan insanlar ise yoksul ve köle alt sınıfını oluşturmuştur.
"Kadının mitolojide oynadığı rolünün yerini erkeğin alması, aile içerisinde ve sosyal hayatta kadın ve erkek rollerine sosyal yaklaşımın değişmesi sonucunda mitolojik geleneğin evrim geçirmesinden kaynaklanmaktadır."