Tuppence bağırdı. "Saçma! İnsanın hep umudu olmalıdır. Hayatta bundan daha büyük, daha değerli bir şey olamaz. Umut! Unuttun galiba? Ben her zaman umutluyumdur." "Biliyorum." Tommy içini çekti. "Buna sık sık üzülürüm."
Merakımız olmasaydı herhalde kaplumbağalara dönerdik. Bence kaplumbağalar pek rahat bir yaşam sürerler. Bütün kış uyurlar, yazın yaşayabilmek için de biraz ot yerler, işte o kadar. Belki ilgi çekici bir yaşam değildir onlarınki. Ama sakin ve huzurludur."
"Başımızdan geçenler yüzünden çok tecrübeli olduğumuzu düşünüyoruz. Savaşlar, karışıklıklar, barış, yeni hükümet şekilleri. Evet, her şeyi bildiğimizi sanıyoruz. Ama doğru mu bu? Mikrop savaşı konusunda tecrübemiz var mı örneğin? Cazlar konusunda? Havayı ya da suyu kirletme konusunda? Kimyagerlerin kendilerine özgü birtakım sırları var. Tıp biliminin de öyle. Üstelik bunlardan bir bölümünün kökleri geçmişte. Yeni bir buluş tam geliştirileceği sırada bir duraklama olmuş. Bunu yapmak için zaman bulamamışlar. Ama bu buluşu yazmışlar. Bir kâğıda geçirmişler ve belirli bazı kimselere teslim etmişler. Onların çocukları olmuş. Sonra da çocuklarının çocukları. Belki de bu sırlar kuşaktan kuşağa geçmiş. Vasiyetnamelerde açıklanmış belki. Belki belgeler bir yere bırakılmış. Ya da belirli bir zamanda verilmek üzere avukatlara teslim edilmiş.
Artık hiçbir şey hatırlamak istemiyorum. Geçmişi düşünmeyeceğim. Sadece eskiden olanlara beni yukarı çıkaracak bir basamak, bir merdiven gözüyle bakacağım.