Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Çingeneler Ganj'dan Thames'e

Donald Kenrick

Çingeneler Ganj'dan Thames'e Sözleri ve Alıntıları

Çingeneler Ganj'dan Thames'e sözleri ve alıntılarını, Çingeneler Ganj'dan Thames'e kitap alıntılarını, Çingeneler Ganj'dan Thames'e en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Türklerin Doğu Avrupa'ya yaklaşmasıyla birlikte Balkanlar' da çiftçi­ lik yapan çoğu Çingenenin kaçmaya karar verdiği anlaşılıyor. Önderleri­ nin denetimi altında güvenlik gereği 200 veya daha çok sayıda kişiden oluşan gruplar halinde örgütlendikten sonra Batı'ya göç ettiler. Bu ön­ derler, Batı Avrupa'ya gelir gelmez Graf(kont) gibi çoğunluğu oluşturan halk taraf ı ndan benimsenmiş unvanlan alıyorlardı. Dük Andrew ve Dük Michael gibi bu önderlerin birçoğuyla ileride karşılaşacağız..
Sayfa 105 - Türkiye Hover yayınevi Mart 2006Kitabı okudu
Çingeneler, o kumayı öğrenenlerin sayısı arttıkça Hint kökenieri hak­ kında daha çok bilgi sahibi oldular ve kökleriyle ilgili daha çok şey öğren­ me gereği duydular. Heriki dünya savaşında da batı ordularında yer alan Çingene askerler aynı safta savaştıkları Hint birlikleriyle dostluk kurdu­ lar ve hem mutfak hem de dil alışverişinde bulundular..
Sayfa 135 - Türkiye Hover yayınevi Mart 2006Kitabı okudu
Reklam
Il. Dünya Savaşı öncesinde Sint i sirkleri Almanya' da çok göz­ deydi. Albert Krant z adlı ünlü bir vakanüvis, çok sayıda Çingenenin Alman­ ya'ya 1417 yılında ulaştığı konusunda Friar Comerus ile hem fikirdir Köpekli bir dükle birkaç konttan söz eder. At ticareti ve karın doyurmak için avcılık yaptıklarını söyler. Bir grup erkeğin at sırtında ava çıktığı ve grubunu doyurabilmek, hatta satabilecek veya takas edebilecek kadar çok hayvan aviayarak döndüğü varsayıla bilir.
Sayfa 128 - Türkiye Hover yayınevi Mart 2006Kitabı okudu
Kimsin ve nereden geliyorsun? Neden kim olduğunu unuttun? Ey sevgili! Bu bitli Gorgio'lar sizlere pis ve yanlış adlar verdiler Lubni ve Mugni gibi, Horasani ve Osmani gibi oysa sen Hindistan Ana'nın unutulmuş çocuğusun, bugün Romni diye anılan Ramni'sin. Aslında sen Nil'in, Fırat'ın ve Tuna'nın sularıyla karışarak akıp giden Ganj suyusun.
Sayfa 17
1422 yılında Bolanya'da dolaşan bir hikayede, Çingene lideri Küçük Mısırlı Kont Andrew ve takipçilerİnİn önce Hıristiyanlıktan Müslüman­ lığa, sonra yine Hıristiyanlığa geçmeleri ve İmparator Sigismund'un hu­ zurunda yeniden vaftiz edilmeleri anlatılır. Yeniden din değiştirmeyi reddedenler bulundukları yerde öldürülmüşlerdi. 6 Yazar Reimar Gilsen­ bach, doğru olduğu takdirde bu olayın, 1396 yılında Sigismund'un Türk­ lere karşı düzenlediği bir haçlı seferi sırasında Karadeniz' de, Nikopol' de gerçekleşmiş olabileceğini ileri sürüyordu...
Sayfa 75 - Türkiye Hover yayınevi Mart 2006Kitabı okudu
Müzisyenler arasında Black Pearls'den Jan Michaj, Finlandiya'dan Anneli Sari, Raya Bielenberg ve Esma Redjepova bulunuyordu. Avrupalı heyetler Delhi üzerinden ülke­ lerine dönmeden önce Başbakan İndira Gandhi tarafından ağırlandılar. Bayan Gandhi, 1 983 yılındaki fesr i valin açılışını yaptığı sırada Çingene­ leile yeniden bir araya geldi. Chandigarh'da Nehru Romana Kher adı altında bir Çingene Müzesi kurulmuştur ve kendi binasına kavuşması yakındır. Çok sayıda kitap ve başka malzemeyle şimdiden Çingeneler konusuna merak duyanlar için önemli bir araştırma merkezi haline gelmiştir. Demek ki, Hindistan'la bağ, neredeyse bin yıllık bir kopukluktan son­ ra yeniden kurulmuştur..
Sayfa 142 - Türkiye Hover yayınevi Mart 2006Kitabı okudu
Reklam
Arap tarihçi ve coğrafyacılar tarihin erken bir döneminde Bahreyn' de yaşayan ve Kızıldeniz üzerinden Hindistan'la ticaret yapan Zott taeider­ den söz ederler. En az iki köyde yerleşik hayata geçmiş köylü Zott'lar da bulunuyordu ve bu köylerden biri Araplar tarafından Haumat-al-Zott diye adlandırılmıştı. Ancak, evlilik yoluyla yerel halka karıştıkları anla­ şılıyor. 1 Bu iki grup da Avrupa'ya gidenler arasında yer almayacaktı..
Sayfa 35 - Türkiye Hover yayınevi Mart 2006Kitabı okudu
Çingeneler ilkin, önce de gördüğümüz gibi, Türklerden kaçan Hıris­tiyanlar olarak batıda hoşnutlukla karşılandılar. Ne var ki, batıya gelen her Çingene, bazı kitaplarda ileri sürüldüğü gibi, kesinlikle dilencilik yap­mıyordu. Son örneklerde de görüldüğü gibi, bir topluluk Paris'te ve baş­ka yerlerde el falına bakmış (para karşılığında olsa gerek) ve daha küçük bir grup Almanya'da akrobasi numaraları yapmıştı. 1450 yılına dek Çingenelere karşı düşmanlığın işaretlerine pek rastlanmasa da sonraki yıl­larda batı Avrupa'da durum değişecekti. Çingene karşıtlığının kökünde ne yatıyordu? Kuşkusuz kilise, azizle­ri aracılığıyla mucizeler sunan ve günahları bağışlayan bir dinle rekabete girerek fal baktıkları ve büyücülük numaraları yaptıkları için yeni gelen­lere bütün bütüne karşıydı. Sıradan halk Çingenelerin esmerliğinin far­kındaydı ve bunu çekici bulmuyordu. Ne var ki, sıradan halkın demok­ratik meclislerin ortaya çıkmasından önce yönetimde hiçbir rolü olma­mıştı. Almanya, Fransa, Hollanda, Belçika ve Lüksemburg'da kent mec­lisleri, sadaka dilenen grupların sıklaşan ziyaretlerinden usanmaya baş­lamıştı.
Çingeneler Avrupa' da ve çeşitli yerlerde yaşayan, genellikle Hindis­ tan' dan geldiği düşünülen bir halktır. Çoğu hala birçok Çingenece lehçe­ sinden birini konuşur. Geçmişte, hepsi değilse bile birçoğu ailesi, atara­bası ve çadırıyla birlikte ve sonralan at arabasıyla çekilen sey y ar eviyle dolaşarak göçebe bir yaşam tarzı sürdürdü. Sığır sahibi göçebelerden de­ ğildiler ve çeşitli işlerle uğraşıyorlardı. Bazılan ise yüzlerce yıl bir yeri mesken tuttular. Avrupa' da birçok devlet İkinci Dünya Savaşı'nın 1945 yılında sona ermesinden bu yana göçebe Çingeneleri yerleşik hayata ge­ çirmeye çalışmaktadır.
Sayfa 18 - Türkiye Hover yayınevi Mart 2006Kitabı okudu
Hintliler tüm dünyaya yayılmış.
Ortadoğu'da bugün hala çeşitli Hint lehçelerini konuşan Hindistan kökenli birçok topluluk yaşar.
Sayfa 44
Reklam
Soulis Atsinganos'lara ("dinsizler") ilişkin ilk kayıtları derlemiştir. Çingeneler Konstantinopolis'e ilk geldiklerinde, sapkın bir mezhepten kaynaklanan bu adla adlandırılmışlardı. Bazı Batı dillerinin yanı sıra bütün Doğu Avrupa'da Çingene karşılığında kullanılan Tsigan terimi de at­singanos'tan gelir.
Türk işgali altındaki Balkanlar'da anlatılagelen bir öyküye göre ise ilk Çingene, Çen'le Gin adlı iki kardeşin birleşmesinden dünya­ya gelmişti. Türkçedeki Çingene sözcüğü böyle açıklanabilir.
Kimsin ve nerden geliyorsun? Neden kim olduğunu unnutun? Ey sevgili! Bu bitli Gorgio'lar sizlere pis ve yanlış adlar verdiler. Lubni ve Nugni gibi, Horasani ve Osmani gibi oysa sen Hindistan Ana' nın unutulmuş çocuğusun, bugün Romni diye anılan Ramni'sin. Aslında sen Nil'in, Fırat'tın ve Tuna'nın sularıyla karışırak akıp giden Ganj suyusun.
Sayfa 17 - j.s.pathaniaKitabı okudu
Ortadoğu'da bugün hala çeşitli Hint lehçelerini konuşan Hindistan kökenli birçok topluluk yaşamaktadırlar.
Öykülerden birinde, ilk Çingenenin, Havva'nın Adem'le ölümünden sonra çiftleşmesi sonucunda dünyaya geldiği kabul edilir. Böyle bir kişinin çocuğunun tufandan sağ çıkamayacağı kolaylıkla göz ardı ediliyordu.
Sayfa 19
17 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.