Cins Dergi - Sayı 49 Gönderileri
Cins Dergi - Sayı 49 kitaplarını, Cins Dergi - Sayı 49 sözleri ve alıntılarını, Cins Dergi - Sayı 49 yazarlarını, Cins Dergi - Sayı 49 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Her konuda kafam feci bulanık ve tam bir okumuş cehaleti içindeyim
Okudukça cehaletimi fark ediyorum
"Ben bir Müslüman'ım ve öyle kalacağım. Kendimi dünyadaki İslam davasının bir neferi olarak telakki ediyorum ve son günüme kadar da böyle hissedeceğim. Çünkü İslam benim için güzel ve asil olan her şeyin diğer adıdır."
Aliya
Sayfa 66
"Ulvi hedef alçakça bir vasıtayı kutsal kılamaz, fakat aşağılık bir vasıta her hedefi küçültebilir ve yıpratabilir."
Aliya
Sayfa 66
"İnsan hikâyeden ibarettir. Hayvanların hikâyeleri olmaz. Çünkü hafızaları yoktur. İnsanın tarihi, hayvanın ise geçmişi olur. Tarihsizlikleri hafızasızlıklarındandır kısaca. Bir tarihe sahip olmadıkları için de toplum oluşturamazlar. Şu kadarı var ki bir tarihe sahip olmak için geçmişin olması yeterli değildir. Geçmiş ancak bir hikâye ile tarih olur."
Sayfa 40
"Belki sonsuza kadar. Sonsuz ile kadar birbirine ne kadar zıt aslında. Biri sınır çiziyor, diğeri sınır tanımıyor."
Sayfa 18
"Sinema sandığımız gibi sadece bir eğlence aracı değildir. Aslında Batılıların hisse aldıkları kıssalar, menkıbeler anlatan bir meddahtır. İnsanlara duygu kadar bilgi de aktarır. Sinema salonları bir nevi mâbedlerdir."
Sayfa 6
"Her ahlâksızlık gibi cinsel sapkınlıkların meşrulaştırılması süreci genellikle şöyle işler:
Önce sapkınlıklar filmlerde görünür hale getirilir. Böylece insanlar gördüklerini gerçeklik saymaya başlarlar. Gerçeklik zamanla gerçek olur. Sonra sapkın kişiler mizahi karakterler olarak gösterilir, insanlar onlara gülerler. Gerçeklik çirkin olmaktan çıkar, eğlenceli hale gelir. ..
Sapkınlar ve sapkınlıkların görünürlüğü arttıkça normal sayılmadan da öteye geçer. "Moda" ve "şık" telakki edilir. Yani normalleşen giderek normatifleşir. Sapkınlık, "olması gereken" bir özellik olarak görülmeye başlanır. Lut kavminde de böyle oldu.."
Sayfa 7 - yazar: savaş ş.barkçin
"Gregor Samsa bugün yaşasaydı böcek olarak uyanması büyük sorun teşkil etmezdi. Odasında bir bilgisayar, bir internet bağlantısı olduğu sürece."
Sayfa 5
"Umutla beklenti arasında büyük fark var. İlk başta süreyle ilgili olduğunu düşünmüştüm, umudun daha uzaktaki bir şeyi beklemek olduğunu. Yanılmışım. Beklenti bedene ait, umutsa ruha. Fark bu.
..
Umutla beklenti arasındaki fark; aşk ile arzu, ideal ile ihtiras, dirayet ile inat arasındaki farkları da bize açıklıyor."
Sayfa 3
Hepimiz Ashabı Matrix olduk !
Ekran zamanı "akıllı" cep telefonları vasıtasıyla sürekli arttığı için, insanlar artık sanal bir dünyaya hapsolmuş gibi yaşarlar.. Belki de insanlık tarihinde gördüğümüz en büyük küresel çapta bir tehlike ile karşı karşıyayızdır.
Sayfa 26Kitabı okudu
Dünyayı kendisinin anlamlandırdığını zanneden insanlara dalkavukluk eden, temelsiz güç istenci salık veren bir kültürün, düzenin hükümranlığında yaşıyoruz.
Öyle bir dünyada yaşıyoruz ki her gün birbirinin zıddı ortamlarda, karakterimize ters yapılarda nefes almak, hoş görünmek, ahlâklı davranmak, efendi olmak mecburiyetinde bırakılıyoruz.
Orwell'ın "savaş barıştır" cümlesi gibi, "tutsaklık özgürlüktür" demeye devam ediyoruz.