Yaşadığınız bir şeyin aktarımını yaparken, kaliteli bir sunuşu gerçekleştirmek gercekten hüner istiyor. Diğer yandan Eğer kaliteli ve donanımlı bir sunuş gerçekleştirmişseniz karamsarlık, yalnızlık vb. Anlattığınız ne olursa olsun satırlar anlamlara boğuluyor...
İşte bu çalışmanın da derdinin tam olarak bu olduğuna inanıyorum. Tavsiyedir.
Çirkin AğacıSinan Oruçoğlu · Komşu Yayınları · 20068 okunma
ah benim, durmuş bir zamana
adanmış hayatım!
gece yine ağdalı,
unuttuğum her şeyi anıyor
düşünün!
gölgem, benden acımasız
çiçekleri yoldum, dalları kırdım
burda bu yapılır, etimi et saydım
morgu andıran bir avluda yıllar yılı
suya değdikçe uyandım
ah benim durmuş bir zamana
adanmış hayatım!
bir şiirin içinden kuşlar geçiyor
ben hâlâ burdayım...
biri iyilik olsun diye suya
gömdü beni. vurdum karaya
sararıp buruştuğum an
eski bir radyo, eski bir ülke
anilarıyla avutuyorum kendimi
bana biraz olric getirir misiniz?
evin bulanık cinlerini kovmak
için istiyorum onu
belki bir hak daha tanır
bir morluğuma daha yanıt indirir
göğünden
söz gayrı benden taştı
bana dönmek için neden arıyor,
dibe vuran sevinç; seni kökledim.
utanç kırıldığım yerden başlıyor.
bu evde artık şiir yazılmaz
bu evde artık düzyazı yazılsın, bitsin!
gönlüme bir hafız dadandı sanki
ezberden ağlıyor, ezberden gülüyor
aslında mevsim diye bir şey yokturl
hayata bakmak için pencerelerden
geçiyoruz,
bir oda güneyi görüyorsa mutluluk!
her şeyi bir baş ağrısı gibi
anlıyoruz,
okşanırsa patlar yalnızlık
aslında sözcüklerin dili yoktur, hep
yanlızız,
sokağın çıkmaz olduğuna
bütün büyük hüznümüz, falanca şarkı
dokunur bize, falanca yer
derin bir anlam yüklüdür
kendimizi acitacak bir kıyı içindir
aranıp durduğumuz...
kucağa sığmaz bir urmuşum
herkesin saate baktığı vakitte
bir yıkıntı olmuşum kendime
taşımayla bitmeyecek bir yıkıntı
gömleğim zifiriymiş, boynum
dayanmazmış bu kire, geçermiş
o mevsim de benim geçtiklerimle
kendime başlamak farz oldu;
uzun bir marazdan doğmuşum ben
annemin gözleri acınacak bir ağaçmış
babamın teni durulmaz bir rüzgâr
yeryüzü sarhoş etmiş içimi...
anneme, benden artarsa bir sıkıntı
daha doğur dediydim, rahatlarsın!
utandı ve beni kendime fırlattı
dünyada bir sinek gibi gezindim
çorap yıkadım, ten ütüledim
çıkmaz evlere girdim ah !
ellerimi uçuşan şeylere buladım
içimde gizli bir görev vardı hep
ağaçların görünen yüzüne saklandım
sonra bir ağaç buldum
bunaldım ve bunaldım ve bir ağaç buldum
bir kadında dolaşmış gibi yoruldum
şarabın mantarı üzdü beni yaşamak ne kadar zor
uyudum sandıydım gece içimden geçmiş
benden ağır gölgemle doğruldum
yakındım toprağa toprağa yakındım
bu nasıl bir ağaç benden de çirkin
bu benim ellerim ne olacak bu benim
fotoğrafta uzun
'' Birazdan uyumam gerek,
dilime bağladığım ağırlık dibe vardırdı çünkü beni..
Kitap okudum, haritaları inceledim,
pencerenin kıyısına sığındım,
uzun uzun bakındım...
Az önce benden boşalan yere
kalbi kanırtan şarkılar dinledim....''