Bir metni klasik olduğu ya da herkes tarafından okunduğu için okumayın, okumuş olmak ya da kültürel sermayenizi çoğaltmak için de okumayın. Metnin barındırdığı problematik boyutu ve yaşamsal gücü hissettiğiniz için, metinle aynı problemi paylaştığınız için okuyun. Her şey ters giderse, hiçbir şey olmazsa, okumanız işlemezse de başka bir metne geçin, sizi çağıran bir metne... Çünkü "bir ölüm kalım, gençlik yaşlılık, keder neşe meselesi bu. Ve her şey buna bağlı."
"Ben daha kendimi bile bilemiyorken," der Sokrates,
"benimle ilgisi olmayan konuları araştırmak gülünç geliyor bana. O yüzden bu konularla ilgilenmiyorum; bu konuları değil, kendimi araştırıyorum."
Yıllarca elimizde dolaşan klasik bir metinde, sanki daha yeni eklenmiş gibi yeni cümleler, yeni anlamlar fark ederiz. Ve aslında fark ettiğimiz, eser hakkında bildiğimiz o kadar şeyle birlikte bile hiçbir şey bilmediğimizdir.
Deleuze asla tek bir metne, tek bir filme, tek bir tabloya odaklanmıyor. Bir filozofun bütün metinlerini, bir yönetmenin bütün filmlerini, bir ressamın bütün tablolarını birlik içinde kavramaya çalışıyor.