Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İslam`ın Kaynakları - 1

Çoktanrıcılık Hıristiyanlık ve Kâbe

Erol Sever

Çoktanrıcılık Hıristiyanlık ve Kâbe Sözleri ve Alıntıları

Çoktanrıcılık Hıristiyanlık ve Kâbe sözleri ve alıntılarını, Çoktanrıcılık Hıristiyanlık ve Kâbe kitap alıntılarını, Çoktanrıcılık Hıristiyanlık ve Kâbe en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bu bölümü Turan Dursun'un şu sözleriyle bitirmek istiyorum:
"Kur'an okunmalı , ama başka kitaplar da okunmalı. Tevrat da, incilde Bunlar okunduğu zaman hem bunlardaki birer efsane ürünü inançlar, hem de Kur'an'ın içeriğinin çok büyük bir kesiminin kaynağı belli olur.
Gelecekten haber veren rahibe, "kahin" denilmeye başlandı. Bu sözcüğün İbranice karşılığı Kohen'dir. Kohen,hem rahip, hem de gelecekten haber veren, kehanette bulunan kişiydi.Tapmak hizmetinde bulunan kişi (ya da tapınağın büyüklüğüne ve tanrı ya da tanrıçanın saygınlığının yaygınlaşmış olmasına göre, kişiler)hem rahiplik hem de kahinlik yapıyordu. Arabistan tapınaklarında yalnız kahinler değil, kahineler, kadın rahipler de vardı. Bu kahineler en soylu ailelerden geliyorlardı ve kahinlik de anneden kızına geçiyordu.
Reklam
Araplar bütün tanrıları tek bir çoğul kavram içinde toplamamışlardı vezaten bu nedenle de bir Hitit veya bir Elen tanrılar dünyasından söz ettiğimizhalde, bir Arap tanrılar dünyasından söz edemiyoruz, çünkü bu sistem Araplar'da yoktu. Araplar, "tanrılar" kavramı yerine tekil "tanrı" kavramını kullanıyorlardı. Burada Samiler'in geleneksel tektanrıcı düşünceye yabancı olmamaları da söz konusu olabilir. Arap kültü ilk başta dindi; İslam'ın ortaya çıkmasıyla bu kült ortadan kalkmaya başladı.
Hristiyan toplulukların Arsakidler'in denetimi altına geçmesi, doğal olarak bu toplulukları etkiledi. Sasaniler eski egemen hanedanın savunmaya dayalı polltikasını bir yana ittiler ve yayılmacı bir politika izlemeye başladılar.
İhram '
Adak adanan bir hayvanı kurban etmeye ihram adı veriliyordu; bu aynı zamanda bayram kurbanıydı. İhram adağın içeriğini değil, adak adayanın sözünü yerine getirmesini, kutsal sorumluluğunu göstermesini ve adak adamayla, adanan adağın kurban edilişi arasındaki süreyi belirtiyordu. İntikam ve kan davası her zaman kutsal sorumluluk olarak görülüyordu. Düşmanından intikam almayan veya kan davasında Hammurabi yasalarından kalma dişe diş, göze göz ilkesini uygulamayan kişi, düşmanının ·kanını dökünceye kadar taranmaz, yıkanmaz, şarap içmez ve kadınıyla yatmazdı. Bu sürece de ihram deniliyordu.
Arap toplumunun üyelerini birbirine bağlayan, topluma bütünlük kazandıran öğe, esas olarak kan bağıydı. Bu kandaş toplum, kısıtlı sınırlarının dışında,sürekli bir birlik oluşturamamıştır. Din, klanların ve aşiretlerin birleştirdiği halkı, daha kapsamlı, bütün aşiretleri içinde toplayan bir alternatif oluşturamamıştır.
Reklam
Eski Samiler'de tanrılar gökseldi; o çok korkulan cinler ise yersel idiler ve karanlık, kuytu yerlerde, yerin altında yaşıyorlardı. Baştanrı göklerin kralıydı ve yanında göklerin kraliçesi olan eşi baştanrıça vardı.Tektanrıcı inanç sistemine daha önce geçmiş ve Yehova'yı kendilerine tanrı kabul etmiş bulunan İbraniler dışındaki bütün Sami kökenli halklarda dinsel tasarımlar küçük ayrıntılar dışında aynıydı.
Tektanrıcı dinler öncesinde göçebe olmayıp, yerleşik düzene geçmiş Araplar ölülerini evlerinde kazdıkları bir çukura gömerlerdi. Ortak mezarlıklar daha sonra ortaya çıkmıştır. Belirli bir yerleşim yerleri'.'olmayan Bedeviler de daha sonradan aşiret mezarlıklarına ölülerini gömmeye başladılar. Ama bazen bu mezarlıklardan uzaklarda bir yerde bulundukları zaman, ölülerini işlek yolların kıyısına veya bir tepenin üzerine gömüyorlardı.
Yakışıklı delikanlılar nazar değmesinden korktukları için, özellikle pazarlarda ve panayırlarda yüzlerini örtüyorlardı. Belki de bugün Arap kadınlarının yüzlerini peçeyle örtmelerinin kökeni de bu boş inançlara dayanmaktadır. Bu geleneği hz.muhammed getirmemişti, çok eski bir gelenekti. Peçeye Himar ve Barka adları veriliyordu.
Kabe'deki Ghabghab'a kuyu deniyordu. Zaman zaman gerçek bir kuyuya da Ghabghab deniyordu. Bağış ve adak getirenler, getirdiklerini en çok Zemzem kuyusuna atıyorlardı. Ama suyu kurumuş bir kuyuya da bağış ve adakların atıldığı görülüyordu. Kabe'nin rahipleri de, arada bir bu kuyulara inip, bu altından, gümüşten, fildişinden yapılmış değerli eşyaları topluyorlardı.
Reklam
Araplar ilk çağlardan beri taşlara saygı gösterir, taşlara taparlardı.Arap kült yerlerinin karakteristiği taştır ve taş, kült yerlerinin olmazsa olmaz bir aksesuarıdır.
Arap toplumunu ilk çağlarda diğer toplumlardan ayıran özelliği, kadınların aşiret başkanı, kent devletlerini yöneten kraliçeler olmalarıydı. Arap toplumu antikçağda henüz anaerkillikten ataerkilliğe geçiş aşamasındaydı. Yalnız kraliçe ve aşiret başkanı olan kadınlar değil, diğer kadınlar da toplum içinde karar alınırken ağırlıklarını koyabiliyorlardı.
Kan sucuğu
İslam öncesi veya Ali öncesi Arap toplumunda, kıtlık dönemlerinde, canlı hayvanların damarları delinip, ölmeyecek ölçüde kanları akıtılıyor ve bu kandan bir tür kan sucuğu yapılıyordu. Muhammed sonradan bunu da yasakladı.
Sayfa 77 - J. WellhausenKitabı okudu
İslam öncesi Hıristiyan Arap şairleri, Kâbe'nin tanrısını, Hıristiyanlığın tanrısı olarak görüyorlardı ve bunun doğal bir sonucu olarak da, Kâbe kültüne, İsa'ya yönelik olduğu için katılıyorlardı. Hıristiyan Araplar İsa ve Hıristiyanlığın kutsal nesnelerinin yanı sıra Kâbe ile ilişkili kutsal nesneler üzerine de yemin ediyorlardı. 'Manastırdaki rahibin giysisi üzerine ve onu (el-Kabe) kuranların üzerine yemin ederim.’ Kusay ve Musad bin Gurhum'un yemini böyleydi. El-Aşa bir şarkısında ve Adi bin Said bir yemininde Mekke'nin tanrısı (va rabbi makkata) ile İsa'yı yanyana anmışlardı."
Sayfa 223Kitabı okudu
Turan Dursun
"Kur'an okunmalı, ama başka kitaplar da okunmalı. Tevrat da, İncil de... Bunlar okunduğu zaman hem bunlardaki birer efsane ürünü inançlar, hem de Kuranın içeriğinin çok büyük bir ke­siminin kaynağı belli olur."
Sayfa 251Kitabı okudu
53 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.