Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

İçten Gelen Mutluluk

Coşku

Osho

Coşku Gönderileri

Coşku kitaplarını, Coşku sözleri ve alıntılarını, Coşku yazarlarını, Coşku yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hayatta hiç bir şey saf değildir her şey karşıtı ile karışmış haldedir. Her şey karşıtını rahminde taşır.
göğü çerçevelenmiş gören sensin ama çerçeve pencerede vardır, gökte değil: göğün çerçevesi yoktur. O yüzden tuvale dahi resim yapmayan bazı ressamlar vardır; duvarlara, yerlere, tavanlara resim yaparlar. Garip yerler ama ben onların içinden geçenleri anlayabiliyorum.
Reklam
Resim yap. Resim yapmayı öğrenmen gerekmiyor; bir tuvale boya fırlatamaz mısın? Herhangi bir çocuk bunu yapabilir. Sadece bir tuvale boyalar fırlat ve şaşırabilirsin: Sen bir ressam değilsin ama güzel bir şey olur. Boyalar kendi kendine belli bir biçimde karışmıştır ve adını koyamadığın bir şey yaratmıştır.
Mutluluğun peşinden gitmek imkânsız bir şeydir. Eğer kendi tecrübelerine bakıp da mutlu olduğun anlar bulursan ki bunlar çok ender olmaya mahkûmdur – belki de yetmiş yıllık bir hayatta mutluluk anı olarak iddia edebileceğin yedi anın vardır. Fakat, tek bir mutluluk anı bile olsa, istisnasız olarak kesin olan bir şey vardır: O sen onu aramazken gerçekleşti.
Unutamıyorum, bir gün... Bazı şeyler vardır; hiçbir mantıki açıklaması yoktur ve hiçbir görünür ilişki yoktur ama bir şekilde hafızanda asılı halde kalır.
Belki odun doğruyordun; odun kesmek kesinlikle mutluluğun peşinden gitmek değildir ama sabahın erken saatinde hâlâ hava serinken, odunların üzerine baltanın sesi düşüyor... sesler çıkarıp sonra da geride bir sessizlik bırakarak odun parçaları her tarafa yayılıyor... Terlemeye başlarsın ve serin esinti seni öncekinden de çok serinletir.
Reklam
O nedenle ben senin öfkeni değiştirmekle ilgilenmiyorum; bu bir ağacın yapraklarını budayıp ağacın bir gün ortadan kalkacağını umut etmek gibidir. Böyle olmayacak; tam tersine, ağacı ne kadar budarsan yapraklar da o kadar sık olacak.
Hayatının bir kısmını değiştirebilirsin ama içeriye attığın her neyse kendisini başka bir köşeden ifade etmeye başlayacaktır. Böyle olması kaçınılmazdır.
öfkeni bırakabilirsin ama nereye bırakacaksın ki onu? Onu kendi bilinçaltına atmak zorunda kalacaksın.
Mutluluğun başarıyla hiçbir alakası yoktur. Mutluluğun hırsla hiçbir ilgisi yoktur, mutluluğun parayla, güçle, prestijle hiç ilgisi yoktur. O tamamıyla farklı bir boyuttur. Mutluluğun senin bilincinle bir ilgisi vardır, karakterinle değil.
Reklam
Diyojen'in çok daha iyi, daha çok saadet içinde olduğunu itiraf ettin. O halde neden tam şu an bir Diyojen olmuyorsun? Nehrin kenarında güneşlendiğim yere yat! Bu kıyı her ikimiz için de yeterince büyük."
Diyojen kahkahalarla güldü ve köpeği çağırdı – çünkü artık arkadaş olmuşlardı, birlikte yaşamaya başlamışlardı – köpeği çağırdı ve dedi ki: "Bak, dinle ne saçmalıklar geveliyor! Bir sonraki hayatında Diyojen olmak istiyor! Niçin bir sonraki hayat? Niye erteleyesin? Bir dahaki hayatı kim bilebilir? Bir sonraki gün bile kesin değil, bir sonraki an bile kesin değil; nerde kaldı bir sonraki hayat!
'Bu sefer lütfen beni İskender yapma; Diyojen yap' diye yakaracağım," diye Diyojen'e itirafta bulundu.
Bir gün nehre dilenci tasıyla gidiyordu. Ve sonra yoldayken, tam nehrin kenarındayken, bir köpek soluk soluğa koşarak yanından geçti, nehre atladı ve bir güzel banyo yaptıktan sonra doya doya su içti. Diyojen'in aklına şu fikir geldi: "Köpek benden daha özgür; bir dilenci tası taşımak zorunda değil.
Diyojen bir dilenciydi; hiçbir şeyi, bir dilenci tası bile yoktu. Buda'nın en azından beraberinde bir dilenci tası ve bir de üç adet kaftanı vardı
1.434 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.