Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

The Masks of God #4

Creative Mythology

Joseph Campbell

Creative Mythology Gönderileri

Creative Mythology kitaplarını, Creative Mythology sözleri ve alıntılarını, Creative Mythology yazarlarını, Creative Mythology yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Wittgenstein:
"Dünyanın nasıl olduğu değildir gizemli olan, 'olduğu'dur."
Sayfa 725 - Wittgenstein, Tractatus 6,44Kitabı okudu
"Thomas Mann şöyle yazar: "Zamanın kuyusunun derinliklerine seslendik ve henüz amacımıza varamadık. İnsanın tarihi maddi dünyadan daha eski; bu dünya onun yaşamdan eski iradesinin eseri ve bu irade üstüne kurulu." Jung da şöyle demektedir: "Ruhun daha derin tabakaları, karanlığa doğru indikçe bireysel tekilliğini yitirir. Aşağı doğru indikçe otonom işlev gösteren sistemlerle karşılaşılır; bunlar artan oranda kolektifleşir ve sonunda gövdenin maddiyatı yani kimyasal özü içinde evrenselleşip yok olur. Gövdenin karbonu basitçe karbondur. Dolayısıyla 'dipte' ruh basitçe dünyadır." İnsan burada Upanişadlardaki 'bütün yaratıcılığın kendisinden başladığı Öz' mitosunu anımsamaktan kendini alıkoyamıyor. Bir de Shopenhauer'ın dünyayı irade olarak değerlendirişi var: Hepimizde her şey olan irade ve her birimizde her şey olan irade."
Sayfa 704 - Thomas Mann, Yusuf ve Kardeşleri / C. G. Jung, The Archetypes of the Collective UnconsciousKitabı okudu
Reklam
"... ister a) doğal çevre, b) tarihsel aşiret veya ulus yaşamı, ister c) aile üçgeni, d) insan olgunlaşmasının ve yaşlanmasının kaçınılmaz biyolojik sürecinin yansısı olsun, bütün mitoloji veya rüya sistemlerinin gerçek imge ve vurgusunun yerel deneyimden türetildiği; yerel imgelerin uyduğu "arketip", "birincil fikirler" ve "roller"in bu deneyimden önce gelen bir düzene ait olduğu ortadadır. Bu olgu bir tuzak, yani kader veya 'wyrd' (kişisel talih) gibi, insan türünün psikosomatik yapısında kalıtımsal olarak vardır."
Sayfa 703Kitabı okudu
"Zaman ve mekân içindeki değişimini sistematik olarak araştırmak için sayfalar, bölümler ve ciltler adadığımız bu ele gelmez, zaman dışı "form"ları, (mitolojik motifleri) şair Robinson Jeffers şöyle anlatır: "insanlığın hayalet kuralları/varlıkları yok ama doğduklarından daha gerçek; biçimleri yok, ama onları yapanları biçimlendiriyor. sinirler ve et gölge gibi, kollar bacaklar ve canlar gölge gibi, bu gölgeler kalıyor, bu gölgeler... onlara tapınaklar, kiliseler, onlara emekler ve savaşlar, hayaller ve rüyalar adanıyor."
Sayfa 702Kitabı okudu
Nietzsche:
"Kültürün kaba başlangıç dönemlerinde insan rüyada ikinci bir gerçek dünya keşfettiğine inanıyordu ve bütün metafiziğin kökeni de budur. Rüya olmadan insanoğlunun böyle bir ayrıma gitmesine olanak yoktur. Ruh ve gövdenin ayrılması da rüyanın böyle yorumlanmasına kadar gider; gövdenin yanında ruh bulunduğu düşüncesi de ve buradan bütün hayaletlere ve anlaşıldığına göre Tanrılara olan inanç da."
Sayfa 700 - Nietzsche, Her Şeyiyle İnsan, 1878Kitabı okudu
"Bütün tanrılar içseldir: Sizin içinizde, bu dünyanın içindedir. Ve bireyin içsel gerilim ve çözümlerine, denge ve dengesizliklerine göre hayalleri cehenneme veya cennete ait olacaktır. Karışık, kişisel ya da aydınlatıcı ve kapsamlı olacaktır. Olumsuz, karanlık ve canavarca veya olumlu ve ışıklı olacaktır. Çünkü cehennemler, araflar, cennetler içerdedir."
Sayfa 698Kitabı okudu
Reklam
"Nietzsche'nin çoktan ifade ettiği gibi: "Düşünülebilen hiçbir şey hayal olamaz." "Birçok göz türü vardır. Anka kuşunun bile gözleri vardır. Dolayısıyla birçok gerçek türü vardır ve dolayısıyla gerçek yoktur." "Gerçek, düşünen bir öznenin onsuz yaşayamayacağı yanılgı biçimidir." Ve yine Jung: "Mantık, gerçek dünyada hiçbir şeyin tekabül etmediği varsayımlar üstüne kurulur."
Sayfa 697Kitabı okudu
C. G. Jung:
"Eros bir yaratıcı ve tüm bilincin annesi ve babası olan bir kosmogonos'tur. Bazen, Paulus'un, "Ve sevgisi yoktu," demesinin, tüm anlayışların ilki ve tanrısallığın gerçek özü olduğunu düşünürüm. (...) Sevgi, 'her şeyi taşır' ve 'her şeye dayanır'. Bu sözler gerekeni söylüyor. Bunlara bir şey eklenemez çünkü en derin anlamıyla, hepimiz evrenin yaradılışından beri 'sevgi'nin araçları ve kurbanlarıyız."
Sayfa 694 - C. G. Jung / Anılar, Düşler, DüşüncelerKitabı okudu
Jung yazıyor: "Rüya, ruhun en derin ve en gizli oyuklarına açılan gizli, küçük kapıdır. Ruhun daha ego bilinci yokken olan ve ego bilinci ne kadar gelişirse gelişsin ruhun varlığını sürdürdüğü zamanlardaki kozmik gecesine açılır. ... Bilinç ayırt edicidir ama rüyalarda daha evrensel, gerçek ve ilk gecenin karanlığında yaşayan ezelî insanla olan benzerliği kurarız. Orada bu insan hâlâ bütünü taşır ve bütün ondadır, doğadan ayırt edilemez ve benlikten bütünüyle arınmış durumdadır."
Sayfa 694 - C. G. Jung, Civilisation in TransitionKitabı okudu
Carl Gustav Jung:
"Bilinçaltını kişileştirmek olası olsaydı ona iki cinsin de karakterlerini kendisinde toplayan, gençlik ve yaşlılığı, doğum ve ölümü aşan ve bir iki milyon yıllık insan deneyimine sahip olarak neredeyse ölümsüzlük kazanmış kolektif insan diyebilirdik. Böyle bir varlık mevcut olsaydı bütün geçici zamanların üstüne çıkmış olurdu. Şu an onun için İsa'dan önce bin yüz yıl önceki herhangi bir yıldan farklı olmazdı; çağlar öncesinin rüyalarını gören bir rüyacı olurdu ve ölçülmez deneyimlerin sahibi olarak benzersiz bir kâhin olurdu. Bir bireyin, ailenin, aşiretin ve halkın yaşamı kadar sayısız yaşam sürmüş olurdu ve büyüme, çiçeklenme ve çürümenin ritminin yaşam duyusuna sahip olurdu."
Sayfa 678 - C. G. Jung, Ruhunu Arayan Modern İnsan, 1956Kitabı okudu
116 öğeden 61 ile 70 arasındakiler gösteriliyor.