Yalnızlığı kabul edemedin mi? Dostun kimdi senin? Bekliyorsun sürekli bekleyişleri art arda ekliyorsun: seni seyrediyorum ve ses etmiyorum çünkü bekleyişin süslü bir imparatorluğu vardır. Umut silinene kadar güçlü bir direnişle dikllirsin tahtında. Sonra
düşüş başlar. Başladığın yere dönüş.
Bir ömrün bekleyiş eziyeti içinde kıvranabilmek uğruna başa dönüşün bekleyişi ile geçmesini düşünebiliyor musun? Bu acı arayıştan kim kurtarabilir insanı? Sevgili mi? Dost mu? Kardeş mi? Boş inanç mı ? Ülkü mü ?