Cumhuriyet Dönemi Türk Roman Ve Öyküsü

Olcay Önertoy

Cumhuriyet Dönemi Türk Roman Ve Öyküsü Gönderileri

Cumhuriyet Dönemi Türk Roman Ve Öyküsü kitaplarını, Cumhuriyet Dönemi Türk Roman Ve Öyküsü sözleri ve alıntılarını, Cumhuriyet Dönemi Türk Roman Ve Öyküsü yazarlarını, Cumhuriyet Dönemi Türk Roman Ve Öyküsü yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Şükûfe Nihal'in Çöl Güneşi romanı üzerine
Yazar bu romanda genç kızların kişilik sahibi olmalarının, kendi kazançlarını kendilerinin sağlamasının önemi üzerinde duruyor. Evlilikte erkeğin kölesi durumunda olan bir kadının sonunun nereye kadar gidebileceğini duyurmaya çalışıyor.
Sayfa 41
Peyami Safa
<<Romanın mevzuu insandır. Ben onun ruhunu olduğu kadar vücudunu da tanımak zorunda idim. İnsan ruhu, buhran anlarında kendini bize daha çok verdiği gibi insan vücudu da hastalıklarda sırlarını bize sezdirir. Belki böyle düşündüğüm için romanlarımda ruh ve beden hastalarına sık sık rastlanır.»
Sayfa 29
Reklam
Peyami Safa
«Bir Tereddüdün Romanı» na kadar şüpheci görünürüm. Varlığın manası üzerinde tereddütlerim olmuştur. Bu romanın kahramanı sorar: «Manaya mana veren biz miyiz?» Bu sorunun cevabı yirmi sene sonra «Matmazel Noralya'nın Koltuğunda verilmiştir. «Varlığa mana veren insan değildir. İnsana mana veren varlıktır.»
Sayfa 29
Peyami Safa en olgun ürünlerini Matmazel Noralya'nın Koltuğu ve Yalnızız adlı romanlarıyla vermiştir. Yalnızız insanların zaman zaman içine düştükleri bunalımları, önsezileri toplumsal ve biyolojik benlikleri arasındaki çatışmaları veren bir romandır. Yazar, Matmazel Noralya'nın Koltuğu'nu kuşkuculuğunu sona erdiren roman olarak değerlendirir.
Sayfa 29
Peyami Safa
«Her romanımda hayatımdan parçalar vardır. Bazıları Dokuzuncu Hariciye Koğuşu gibi otobiyografik, yalnız kendi hayatımdır. Ötekilerde başka insanların hayat tecrübeleri ve maceraları da vardır.»
Sayfa 28
Reşat Nuri Güntekin/ Çalıkuşu romanı üzerine
O zaman genç kızlarda neşe ve serbestlik iyi alâmet sayılmazdı. Ecnebi mekteplerinde, yahut aile muhitlerinde yetişmiş tek tük kızlar iyi gözle görülmez, fena aile kadını, fena vatandaş, fena insan olmaya namzet sayılırdı... Ben İstanbul kızından, büyük bir çocuk demek olan bir genç kızda biraz tahsil, biraz neşe, hafiflik ve serbestliğin pek korkulacak bir şey olmadığını, böylelerinin zamanı gelince yahut hayatın müşkül saatlerinde kendilerini en ağır başlılardan daha iyi çekip çevirebileceklerini göstermek istiyordum.
Sayfa 21
Reklam
45 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.