Joseph K. sıradan, kendini işine ve değiştirmeye hiç niyetli olmadığı basit hayat standartlarına adamış biridir. Banka şefidir; işinde gayet başarılıdır ve personel tarafından sevilir. Türkiye’de benzerine zor rastlanacak pansiyon evlerden birinde kalmaktadır. Kirasını düzenli ödeyen, ev sahibiyle saygı içeren yakınlığı olan bir karakterdir. Halk arasında 657’li diye adlandırdığımız memur tipine çok uyar. Ama bir protaganistten beklenmesi gerekecek kadar zekidir. İşte böyle halk arasında zorlanmadan yer edebilecek, ofisindeki sinekten başka bir şeye zararı olmayacak bu adam, kitabın başlangıcında tutuklanır.
Bu andan itibaren son derece renksiz karakterimizde ufak renk lekeleri görmeye başlıyoruz. Rütbesini ve tutuklama sebebini açıklamayan iki görevliye -bu görevliler açıkça en alt rütbe olduklarını belirtir ve en alt rütbe olmalarına rağmen ana karakterimizin kahvaltısını yemekten, ondan rüşvet almaya çalışmaktan geri durmamışlardır- karşı kışkırtma seviyesinden uzak bir inat, ikili konuşmalarda otorite kurma çabası ve son derece güvendiği sisteme karşı çok çok küçük şüphecilik baş gösteriyor Joseph K.’da. Kitapta sık sık gerek Bay K.’nın konuşma şeklini yönlendirme çabasından gerek yazarın ilahi bakış açısındaki fiziki şartlardan, fiziki ve sözel üstünlük kurma çabası görülmektedir. K. hiçbir şeyi bilmese bile dünyanın bu üstünlükle çalıştığını bilir.