Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Delilleriyle Ticaret ve İktisat İlmihali

Hamdi Döndüren

Delilleriyle Ticaret ve İktisat İlmihali Gönderileri

Delilleriyle Ticaret ve İktisat İlmihali kitaplarını, Delilleriyle Ticaret ve İktisat İlmihali sözleri ve alıntılarını, Delilleriyle Ticaret ve İktisat İlmihali yazarlarını, Delilleriyle Ticaret ve İktisat İlmihali yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Emevi Halifesi Ömer b. Abdilaziz'in işçi ve memurlara hitaben söylediği şu sözler de yukarıdaki hadisin uygulaması gibidir: "Herkesin barınacağı bir evi, hizmetçisi, düşmana karşı yararlanacağı bir atı ve ev için de gerekli eşyası olmalıdır. Bu imkânlara sahip olmayan kimse borçlu (gârim) sayılır ve zekât fonundan desteklenir." Ebu Ubeyd, el-Emval, s. 556.
"Bir kimse bizim işimize tayin olunursa, evi yoksa ev edinsin, bekârsa evlenebilsin, hizmetçisi yoksa hizmetçi ve biniti yoksa binit edinsin. Kim bunlardan fazlasını isterse, o ya hiyanet eder veya hırsız olur." Ebû Dâvud, Imare, 10; Ahmed b. Hanbel, IV, 229.
Reklam
İslâm Ekonomisi
Bu sistemin başlıca özelliklerini şu maddelerde toplayabiliriz: a) İslâm'a göre herşeyin gerçek maliki yüce Allah'tır. b) İslâm'da özel sermaye serbestçe yatırım yapar. c) Devlet de bir takım yatırımlar yapabilir. d) İslâm'da serbest rekabet esasına dayalı piyasa ekonomisi esas alınmıştır. e) İşçi ve memur kesiminin emeğine, İslâm, hakkı olan değeri vermiştir. f) İslâm, herkesin insanca yaşayabileceği bir toplum için gerekli olan sosyal güvenlik kuruluşlarını oluşturmuştur. g) İslâm faizi yasaklamış, bunun yerine kâr-zarar ortaklığı esasını getirmiştir. h) Köylünün gerçek veya tüzel kişilerle "ziraat ortakçılığı” çerçevesinde çıkacak ürünü paylaşma yoluyla topraklarını işletmesi mümkündür. i) Tarihin kaydettiği en geniş sosyal yardım teşkilatı İslâm medeniyetinin eseridir. (Vakıflar) j) İslâm, israfı yasaklamış, müslümanın itidal ölçüleri içinde hareket etmesini istemiştir.
Sayfa 364 - Günümüzdeki Başlıca Ekonomik Sistemler.Kitabı okuyor
Büyük sermayelere sahip olanlara "kapitalist" adı verilir. "Kapitalizm" ise özel sermayenin ve sermaye sahiplerinin üstün mevkii tuttuğu ekonomik rejimin adıdır.
Ölçülü hareket etmek peygamberlikten bir cüzdür. Ebû Dâvud, Edeb 2; Tirmizi, Birr 66.
Ölçülü davrananlara gelince, onlar hesapları kolay görülenlerdir. Ahmed b. Hanbel Müsned, V, 198, VI, 444.
Reklam
lyne Satışı
Vadeli mal alıp peşin parayla aynı kişiye veya üçüncü bir kişiye satma yolu da finansman sağlama yöntemlerindendir. Böyle bir malın, satın alınan kimseden başkasına peşin veya veresiye fiyatla satılmasında bir sakınca bulunmaz. Ancak vadeli satan kişiye kendi sattığı malı tekrar daha ucuz peşin fiyatla satmakta faiz şüphesi vardır. "lyne satışı" denilen bu yöntem Ebû Yusufa göre geçerli sayılırken, diğer pekçok müctehitlerce mekruh ve çirkin kabul edilmiştir (Ayrıntı için bk. "Vadeli Sattığı Malı Peşin Para İle Geri Almak ("lyne Satışı" konusu).
Sayfa 332 - "bey bi'l-istiğlal"Kitabı okuyor
İslâm hukukuna göre misli malların ödünç verilmesi âriyat akdi kabul edilmiştir. Karzda verilenden fazlasını almanın faiz sayılması ödünç para temininde güçlükler meydana getirince, bu muameleler (bey' bi'l-vefa" ve "bey bi'l-istiğlal" )uygulamaya girmiştir. Çünkü ödünç sırasında kararlaştırılan veya örlleşmiş bulunan menfaat faiz olur. Kimi zaman da borçlunun borcunu vadesinde ödememesi veya geciktirmesi mağduriyete sebep olur. Bu durumlar karz-ı hasenin işleyişi önündeki engellerdir.
Sayfa 332 - bey bi'l-istiğlalKitabı okuyor
Ömer Nasuhi Bilmen, bu konuda şöyle der: İslâm âlimlerinin çoğunluğu, bey' bi'l-vefâyı rehin olarak kabul eder. Malikin izni olmak şartıyle alıcı malın gelirinden yararlanabilir. Bilmen, bu konuda klasik fetva ve furû kitaplaındaki bilgileri nakletmiştir. Borç para bulmaya veya bir borcu ertelemeye yönelik bu gibi çareler Ebü Hanife ve İmam Şafii'ye göre yararlanma sözleşme sırasında şart koşulmamışsa caiz olur.
Sayfa 330 - BEY' Bİ'L-VEFAKitabı okuyor
Vefa yoluyla satış, iade edinceye kadar alıcının maldan yararlanabilmesi özelliği dikkate alınınca "sahih bir satım akdi"; tarafların sözleşmeyi feshedebilme yetkilerine bakılınca da "fasit satım akdi" niteliğindedir. Alıcı vefa yoluyla satın aldığı bir malı başkasına satamayacağı cihetle de bu bir rehin (ipotekli mal) hükmündedir ve bu rehin olma özelliği üstündür. İslâm fakihlerinin çoğu vefa yolu ile satışı caiz görmüşlerdir. Bu satış şekline bazı kaynaklarda "beyu'l-muamele" de denildiği gibi, Mısır'da "beyu'l-emâne" adı verilmiştir.
Sayfa 328 - BEY' Bİ'L-VEFAKitabı okuyor
Reklam
BEY' Bİ'L-VEFA
Satıcı bedeli geri verince alıcının da satılan malı geri vermesi şartıyla yapılan bir satış çeşididir. Müşterinin belirlenen sürede bedeli geri alınca, malı iade etmesi, önceden verdiği "iade etme" sözünde durmasına bağlı bulunduğu, başka bir ifade ile vefalı davranmasına bağlı olduğu için bu satışa "vefa yoluyla satış (bey' bi'l-vefa)" adı verilmiştir.
SİPARİŞ SÖZLEŞMESİNİN ŞARTLARI:
Sanatkârla yapılacak bir eser sözleşmesinde şu esasların bulunması gerekir: 1. Sanatkârın yapacağı şeyin cinsi, nevi, miktar ve niteliğinin belirlenmesi, 2. İnsanlar arasında "teâmül" cereyan eden şeylerden olması, 3. Üretilen malı teslim tarihinin belirlenmemiş bulunması.
Sayfa 325 - SANATKARA MAL SİPARİŞİ (İSTİSNA AKDİ)Kitabı okuyor
SİPARİŞ SÖZLEŞMESİNİN MEŞRÛLUĞUNUN DELİLLERİ:
Sanatkârla yapılan sipariş sözleşmesi kıyasa aykırı akitlerdendir. Çünkü sözleşmenin yapıldığı sırada sipariş verilen mal henüz mevcut değildir. Olmayan bir şeyin satışı ise hadisle yasaklanmıştır. Ancak Hanefilere göre, sipariş sözleşmesi; insanların öteden beri bu muameleyi yapmaya devam etmesi ve ictihat ehli hiç bir kimsenin buna karşı çıkmaması yüzünden "istihsan" delili ile caizdir. Bunun cevazı konusunda icma (görüş birliği) meydana gelmiştir. Bu yüzden bu konuda kıyas terkedilir.
Sayfa 325 - SANATKARA MAL SİPARİŞİ (İSTİSNA AKDİ)Kitabı okuyor
Bu akit, mevcut olmayan şeyin satışı ve sanatkârın zimmetinde bunun bir borç olması bakımından selem sözleşmesine benzer. Ancak şu üç durumda ondan ayrılır. İstisnā akdinde satış bedelinin peşin verilmesi ve malın teslim tarihinin belirlenmesi gerekmediği gibi bunun çarşı ve pazarda bulunan şeylerden olması da şart değildir. Sanatkârla bir iş üzerinde anlaşma yapıldığı için bu yönüyle "iş sözleşmesi"ne benzerse de, yapılacak şeyde malzemenin sanatkâra ait olması bakımından da ondan ayrılır. Bunun bir sonucu olarak sanatkâr, belirlenen niteliklere uygun olmak şartıyla başkasının ürettiği veya kendisinin siparişten önce yaptığı bir şeyi verse bu da caiz olur.
Sayfa 324 - SANATKARA MAL SİPARİŞİ (İSTİSNA AKDİ)Kitabı okuyor
Arapça istisnā kelimesi; bir kimseden bir şeyi yapmasını istemek demektir. Bir fıkıh terimi olarak istisna akdi; sanatkârla zimmet borcu olarak belirli bir işi yapması üzerinde anlaşmaktır. Burada iş ve üretilen mal sanatkârdan olur. Eğer malzeme, siparişi verene ait olursa akit "iş sözleşmesi"ne dönüşür.
Sayfa 324 - SANATKARA MAL SİPARİŞİ (İSTİSNA AKDİ)Kitabı okuyor
242 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.