Demir Dul
Xiran Jay ZhaoDemir Dul Sözleri ve Alıntıları
Demir Dul sözleri ve alıntılarını, Demir Dul kitap alıntılarını, Demir Dul en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Nüfusun yarısının mücadele ruhunu nasıl ortadan kaldırıp onları gönüllü köleler haline getirirdiniz? Onlara doğdukları andan itibaren tek amaçlarının hizmet etmek olduğunu söyleyerek. Onlara zayıf olduklarını söyleyerek. Onlara av olduklarını söyleyerek.
Bunları durmadan tekrarlayarak, ta ki hayatlarındaki tek gerçek bu olana dek.
Sayfa 233Kitabı okudu
Geriye dönüp baktığımda, sırf kadın olduğu için Qieluo'nun yanımda duracağını düşünmekle ne kadar aptallık etmiştim.
Ayaklarımı ikiye bölen kişi büyükannemdi.
Erkek kardeşimizin ileride bir gelin alabilmesi için beni ve ablamı, kendimizi cariye olarak sunmaya teşvik eden annemdi.
Kendi kocalarından durmadan şikâyet etmelerine rağmen, hangi kızın henüz evlendirilmediği konusunda dedikodu yapanlar daima köyün teyzeleri olmuştu. Üstüne bir de kendileri de kadın olmalarına rağmen, yeni anneleri oğlan doğurdukları için "kutsanmış" olduklarını söyleyerek tebrik ederlerdi.
Nüfusun yarısının mücadele ruhunu nasıl ortadan kaldırıp onları gönüllü köleler hâline getirirdiniz? Onlara doğdukları andan itibaren tek amaçlarının hizmet etmek olduğunu söyleyerek. Onlara zayıf olduklarını söyleyerek. Onlara av olduklarını söyleyerek.
Bunları durmadan tekrarlayarak, ta ki hayatlarındaki tek gerçek bu olana dek.
Ne gün ama.
Ne ay ama.
Ne hayat ama.
Doğduğumdan beri bana sayısız yalan söylenmişti. Yeterince nazik, yeterince düşünceli, yeterince alçakgönüllü, yeterince onurlu, yeterince güzel, yeterince memnuniyet verici biri olmadığım söylenmişti. Ve eğer etrafımdakilerin ihtiyaçlarını karşılayamazsam, yaşamayı hak etmediğim.
Propagandadan ibaretti. Hem de hepsi. Sanki gurur duymam gereken tek şey iyi bir hizmetkâr olmakmış gibi, bağlı ve kırık ayaklarımla başkalarının onayının peşinden koşmamı sağlayacak bir propagandaydı.
En yüksek noktasında bir taht göründü. Nefes nefese, sendeleyerek doğruldum. Üzerinde oturan buz gibi gözlere sahip oğlana dik dik baktım.
Qin Zheng şaşkınlıkla başını kaldırdı. Çenesini yasladığı eli kucağına düştü.
"Ha." Kısacık, alaycı bir kahkaha attı. "Bak işte bu yeni."
Erkek olsaydım, yeryüzünde cenneti yaşardım. Kendi devasa şekil değiştiren savaş makinemde meka-uzaylılarla savaşabilir, bir ünlü olarak sevilip övülebilirdim ve bir gözetleme kulesi dolusu cariye emrime amade olurdu.
Ama ben bir erkek değildim ve bu değer, cariye-pilotların çoğundan birkaç muharebe daha fazla hayatta kalacağım anlamına geliyordu.
Dünyada kızlara ihtiyaç duymayan tek bir topluluk bile yoktu. Belki de tam da bu sebepten, çok değerli olduğumuz için değersizleştirilmiştik. Dünya bizi ele geçirememekten ve kontrol edememekten korktuğu için gerçek değerimize saygı duymuyordu.
Somurtma. Somurtan adamlardan nefret ederim.
"Bana karşı neden bu kadar iyisin?Hele ki ben sana bu kadar berbat davranırken?"
"Bunca zamandır bu savaşlara girip bir şeylerin farklı olması için dua ederken beklediğim mucizesin sen. Seni kaybetme düşüncesine katlanamam."
Ancak şimdiye dek öğrendiğim bir şey varsa, o da kaba kuvvetin tek başına hiçbir şey ifade etmediğiydi. Bu yalnızca diğer herkesin sizi öldürmek istemesine neden oluyordu.
"Gitme! Sakın gitme!"
"Hiçbir yere gitmiyorum." Beni kollarının arasına alıp çenesini başıma yasladı. "Anlamıyor musun? Ben senden var oldum. Bana dair her şey artık burada yaşıyor." Şakağıma dokundu, sonra da alnımı öptü. "Her zaman senin bir parçan olacağım."