Din adamları, sihir ve büyü zamanından beri toplumda hep güç sahibiydiler. Bunlar, çeşitli biçimlerde, insanların, doğa üstü olduğuna inanılan güçlerle ilişkilerinde aracılık ederlerdi. Bu sayede, hem toplumdaki mal ve hizmetlerin dağılımında, hem de siyasal yönetimde söz sahibi olurlardı.
Toprak sahipleri ise, o sıralardaki tüm üretim olan, tarımsal üretimi kontrol ettiklerinden toplumdaki en büyük kudreti ellerinde tutuyorlardı.