İnsanların zihinlerinden boş düşünceler, dalkavukça beklentiler, olaylara ilişkin yanlış değerlendirmeler, keyfî tasavvurular ve bu türden diğer şeyler çıkarıldığında, çoğu kişide geriye cesareti kırılmış, solgun, kasvetiyle karamsar, haliyle bitkin ve kendi kendine küsmüş dargın bir ruh kalacağından kim kuşku duyar?