Bugün, mûcizelerle dolu oaln Kuran'dan uzak düştüğümüz, ahkâmı ile amel etmediğimiz ve ahlâkıyla ahlâklanmadığımız için dünyanın penceresinde kıvrılıyoruz. Oysa İslâm dininin temel kaynağı Kur'an'dır ve bir maksata binaen indirilmiştir. Müslümanlar hayatın içinde yer alan her konunun kaynağını Kur'an'da ve Hz. Peygamber'in (s.a.v) sünnetinde bulabilirler
“Dünyayı çok seviyorsun, “yok” deme. Ahvâlin açık ediyor bunu, sen kabul etmesen de. Kısa sürüyor artık; hüzünlerin, duyduğun Kur’an sesinde döktüğün birkaç damla gözyaşın, dinlediğin hissî birkaç cümleye iç çekiçlerin. Sonra kaldığın yerden devam ediyorsun, ebedi hayatı unutturan telaşlarına. Öyle bir unutmuş ki secdelerine kıymış, gecelerini uykuya hapsetmiş, ilâhi kelâmı rafa kaldırmış, gözlerini kapamış, kulaklarını tıkamış… tek söylemin dünya ve dünyaya ait olan şeyler. Çünkü kalbinde dünya ve dünyada kalbin. “
“Tabiatı gereği boşluk kabul etmeyen insanın maddeye olan düşkünlüğü onu mânadan uzaklaştırmaktadır. Mânadan uzaklaşan insan, içine düştüğü boşluğu dünyevîleşerek kapatmaya çalışırken fıtratına aykırı, özbenliğine yabancı yollara tevessül etmekten kaçınmıyor. Ruhsal açıdan düştüğü boşlukla hayatı anlamsız görmeye başlıyor. Çünkü madde, ruhun açlığını doyuracak bir özelliğe sahip değildir.”
“Dünya dört şeyden ibârettir:mal, söz, uyku ve yemek. Mal; insanı Allahü Teâlâya isyân ettirir. Söz, insanı Allahü Teâlâdan oyalar. Uyku, insana Allahü Teâlâyı unutturur. Yemek ise insanın kalbini katılaştırır.”
“Sana kalacak olan tek şey amelin, başka hiçbir şey değil! İşte tam bu yüzden gel sadece Hakk’ın önünde eğil ve O’nu (cc) al kalbinin en güzel yerine.”