Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Deniz - Fırtınalı Yıllar

Tarkan Tufan

En Yeni Deniz - Fırtınalı Yıllar Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Deniz - Fırtınalı Yıllar sözleri ve alıntılarını, en yeni Deniz - Fırtınalı Yıllar kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hüseyin İnan'ın son mektubu
Bütün varlığımla hepinize kucak dolusu selamlar, sevgiler! Yazılacak çok şey var, fakat hem mümkün değil, hem de sırası değil... Candan selamlar. Hüseyin İnan
Belki tanırdınız ilk vurulanı, Taylan'ı
23 Eylül 1969’da Taylan Özgür katledildi. Taylan Özgür, ODTÜ Sosyalist Fikir Kulübü üyesiydi ve Sosyalist Fikir Kulübü’nün düzenlediği “köy çalışmaları”na ilk katılan ve başarılı sonuçlar elde eden bir devrimciydi. İnsanların güven duyduğu, fedakâr ve gözü pek bir kişiliğe sahipti. Taylan, 6 Ocak 1969’da Amerikan Elçisi Kommer’in makam arabasını yakan devrimci gençlerden biriydi. Taylan, öldürülen ilk 68’li değildi. 68’in gençlik hareketi, Taylan’ın öldürülmesinden yaklaşık bir yıl önce, işgal gücü 6. Filo’nun İstanbul’a gelişi sırasında çıkan olaylarda öldürülen Vedat Demirci, gençlik hareketinin ilk kaybıydı. Taylan ölen ve öldürülen ilk 68’li olmasa da CIA’in, 1952’den itibaren NATO’YA bağlı tüm Avrupa ülkelerinde “gladio”, “kontrgerilla” “özel harp dairesi” adı altında kurduğu ve komünistleri yok etmeyi amaçlayan örgütlerin tetikçileri tarafından, planlı ve soğukkanlı bir şekilde öldürdüğü ilk 68’li devrimciydi.
Reklam
Türkiyeli öğrenciyi 1969’da isyana götüren şartlar, bu nedenle, geleceğin fikri emek taşıyıcısı olarak, işçiyi kapitalizme karşı isyana götüren genel şartlarla organik olarak bağlıydı. Öğrenciler kendi başkaldırılarını nasıl anlamlandırmış olurlarsa olsunlar, isyanın derinliği, kaynaklarının üretim tarzının derinliklerinde yatıyor olmasındandı. Bunun kaynakları ise Türkiye’nin yerelliğinde, kendi özgül tarihinde bulunabilir. 1950-1980 arasındaki 30 yıllık dönem, Türkiye’de önceki 30 yıl boyunca “yukarıdan aşağıya” doğru geliştirilmiş kapitalizmin, bir kere Türkiye toprağına kök saldıktan, evrensel bir anlayışa ulaştıktan sonra aşağıdan yukarıya doğru tüm üstyapıları yeniden belirlemeye başladığı dönemdi.
İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemin politik bakımdan belki de en belirgin özelliği, yüz milyonlarla sayılan sömürge halklarının sömürgeci güçler karşısında verdikleri bağımsızlık ve özgürlük mücadelelerin peş peşe kazanılmasıdır. Kapitalizmin hızlı bir yükseliş temelinde güçlenişi, sömürge ve azgelişmiş ülkelerde kapitalist üretim ilişkilerinin giderek daha fazla kökleşmesini beraberinde getirdi. Bu da bir yandan emperyalizmin buraları sömürge statüsünde tutmaksızın da iktisadi açıdan bağımlılaştırmasını mümkün kıldı; diğer yandan da ulusalcı bilinci etkili bir biçimde tetikledi.
Ne var ki devrimi doğuran şey ille de ezici yoksulluk ve ekonomik çöküş değildir. Fransa hızla "modernleşiyordu."
99 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.