Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Deniz - Fırtınalı Yıllar

Tarkan Tufan

En Eski Deniz - Fırtınalı Yıllar Sözleri ve Alıntıları

En Eski Deniz - Fırtınalı Yıllar sözleri ve alıntılarını, en eski Deniz - Fırtınalı Yıllar kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Mahir Çayan ve yoldaşlarının öldürüldükleri köyde bir köylü şöyle aktarıyor: "... Mahir'i çok iyi hatırlıyorum, bizden su istedi. Olay günüydü. Ben onları normal asker zannettim. Biz evin içerisindeyken birden askerlerin 'Köyü boşaltın.' emri geldi. Mahir Çayan bizim elimizden tutarak ' Buradan çıkın çabuk çatışma çıkabilir, size zarar gelmesin' dedi. Mahir Çayan megafonla teslim olmayacaklarını söyledi. Sonra hep birlikte evin içinde 'Gündoğdu hep uyandık siperlere dayandık' marşını söylediler. ...Çatışmadan sonra askerler eve girerek cesetleri çıkardılar. Bu esnada bir kişi halen yaralıydı. Onu tedavi etmeye başladılar. Sonra bir subay yanına gelerek tabanca ile kafasına ateş etti ve onu öldürdü. "
Sayfa 182 - Nokta Kitap
Bu kadar kısa bir yaşama bunca çabayı ve düşü sığdırabilmeleri bile onları yaşıtlarından ve sisteme göbekten bağlı olanlardan ayrı kılmıştı. Belki iktidar ve onu kontrol eden elit tarafından korkunç ve yok edilmesi gereken teröristler olarak tanıtıldılar; ancak uğruna hayatlarını verdikleri yoksullar ve ezilenler, onların asıl sahip olduğu değeri biliyordu. Bugün bile hala annelerimizin, babalarımızın duvarlarını süsleyen resimleri ve adları anıldığında akıtılan gözyaşları, bu insanların asıl hak ettikleri yerin milyonlarca insanın kalbinde sonsuza dek var olmaya devam edeceğinin en açık ifadesidir.
Sayfa 184
Reklam
Onların görevi, sayısının azlığına, düşmanın çokluğuna bakmadan, Amerikan emperyalizmine karşı sonuna kadar dövüşmektir.
Sayfa 168Kitabı okudu
Şerefsiz yaşamaktansa şerefle ölmek, yalvarmak yerine zora başvurmak, başkasına değil kendine ve kendin gibi olanlara güvenmek, nerede ve nasıl olursa olsun hainlere boyun eğmemek parolamızdır.
Sayfa 174Kitabı okudu
Yalnız biz varlığımızı hiçbir karşılık beklemeden esasen Türk halkına armağan etmiş bulunmaktayız.
Sayfa 177Kitabı okudu
Truman Doktrini, kendisinin ardından gelecek olan Marshall Planı'na öncülük etmiş ve doktrinin başarısı Marshall planına da uygulama alanı açmıştır. Doktrin, yeryüzünün iki kutba ayrıldığını ve SSCB - ABD mücadelesinin başladığını ilan etmiştir.
Sayfa 16
Reklam
Kore savaşındaki amansız çatışmalar neticesinde 721 ölü, 2147 yaralı, 234 esir ve 175 kayıpla BM gücünün en ağır zayiatlarından biri olmuş ve Türkiye NATO'ya girebilmek için çok büyük bir bedel ödemişti.
Sayfa 37
ABD finansmanı ile ABD sanayi ve teknolojisinin ge­rektirdiği işgücünü yetiştirmek için kurulmuş olan ODTÜ, özellikle İstanbul’daki anti-emperyalist eylemler ve üniver­site reformu talebiyle gerçekleşen işgal ve boykotlar sıra­sında sessiz kalmıştı. Üniversite reformu eylemleri sürecin­de reform taslağının birçok somut isteğine sahip olan ayrı­calıklı ODTÜ öğrencileri bu sürecin dışında kalmışlardı. Ancak bu ODTÜ öğrencilerinin de diğer üniversitelerde yaşanmayan “mütevelli heyeti” ve Amerikan eğitim siste­mi gibi sorunları bulunmaktaydı. İşte bu sorunlardan yola çıkarak hiç beklenmeyen bir anda ODTÜ de genel devrim­ci gençlik hareketinin girdabına girdi. ODTÜ öğrencileri, 10 Ekim 1968’de sosyal demokratla­rın elinde olan Öğrenci Birliği’ne rağmen örgütledikleri fo­rumda boykot kararı alırlar. Boykot, ODTÜ’ye özgü iki te­mel taleple başlatılmıştır: ABD eğitim sistemine son, öğren­ciler yönetime katılsın! Hızla tüm ODTÜ’ye yayılan boy­kotla birlikte ABD’nin kültür kalesi çatlamaya başlamıştı. ABD’nin hamiliğini yürüttüğü kapitalist kültürünün genç­lik içerisinde sorunsuzca yayılacağı düşünülen üniversite, devrimci gençlerin darbeleri ile yıkılmış oldu. Boykotun en büyük başarısıysa buydu.
1969’da İÜ Hukuk Fakültesi öğrencilerinin, re­form tasarısının gerçekleşmesini protesto için giriştikleri iş­gale önderlik etti. Üniversitenin kapatılıp polise teslim edilmesi nedeniyle çıkan çatışmalarda yaralandı. Hakkın­da gıyabi tutuklama kararı olmasına rağmen hastaneden kaçan Gezmiş, haziran ayı sonunda Filistin’e gitti. Eylül’e kadar
Deniz Gezmiş, Cumhuriyet gazetesinde yayımla­nan açık mektubunda babasına şöyle sesleniyordu: “Baba, biz Türkiye’nin 2. Kurtuluş savaşçılarıyız. Elbette ki hapislere atılacağız, kurşunlanacağız da. Tıpkı 1. Kurtuluş Savaşı’nda olduğu gibi. Ama bu toprakları ya­bancılara bırakmayacağız. Ve bir gün mutlaka yeneceğiz onları. Düşün baba, bugün hükümet, işini gücünü bırak­mış bizimle uğraşıyor. Çünkü bizden başka gerçek muha­lefet kalmamış durumda...” Şubat ayında bir ABD askeri kaçırıldı ve serbest bıra­kıldı. Mart ayında ise Ankara Gölbaşı’ndaki üste görevli 4 ABD askeri kaçırıldı. Bu dönem yayınladıkları bir bildiriy­le de Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu’nun kurulduğunu resmen açıkladılar. Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu’nun Sesidir: Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu halkımızın bağımsız­lığının silahlı mücadele ile kazanılacağına ve bu yolun tek yol olduğuna inanır. Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu bütün yurtseverleri bu kutsal mücadele saflarına çağırır ve hainlere karşı giriş­tiği kavgada son savaşçısına kadar devam edeceğini bildi­rir. Amacımız Amerika’yı ve tüm yabancı düşmanları te­mizleyerek, hainleri yok etmek ve düşmandan temizlen­miş tam bağımsız Türkiye’yi kurmaktır. Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu ezilen halkımızın ön­cü gücüdür, halkımızın kurtuluşu dışında hiçbir harekete girişmez. Halkımıza şunu duyuruyoruz. Düşmanın zenginli­ğine, sayısına, imkânlarına ve dehşetine aldanmayınız. Düşmana boyun eğmeyiniz, haklarımızı zorla alacağız, çünkü onlar her şeyi bizden zorla alıyorlar.
Reklam
10 Ocak 1972 yılında Askeri Yargıtay 2. Dairesi’nde görülen THKO davası, üç devrimcinin Deniz Gezmiş, Hü­seyin İnan ve Yusuf Aslan’ın idamını onaylaması, diğerle­rinin de çeşitli mahkûmiyetler almasıyla sonuçlandı. Deniz Gezmiş ve yoldaşlarının idamına karşı irili ufak­lı çeşitli kampanyalar başlamıştı. Sıkıyönetim ilan edilerek ülke fiilen askeri
68 tepkimesi, genel bağlamda kapitalizmin İkinci Dün­ya Savaşı sonrası dönemde bir bütün olarak dünya ölçe­ğinde yarattığı sosyal ve ekonomik çelişkilerin dışavuru­muydu. Dünya ölçeğinde milyonlarca işçi ve öğrenci bu toplumsal tepkimenin içinde yer aldı ve yaşanan süreç bir­çok ülkenin siyasal, toplumsal ve kültürel hayatında önem­li değişikliklere sebep oldu.
99 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.