O zaman belki de kederin acısını hissedebilirdi; ta ki acısı giderek hafifleyene ve geriye güzel anılarla harmanlanmış sönük bir kayıp acısı kalana dek.
Bağlamından koparılmış bölük pörçük dedikoduları sabırla birleştirip gerçeklerden ve kurgudan oluşan bir karışım yaratıyorlardı. Ta ki dedikodular mutlak birer gerçek haline gelene dek.