Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Denizli Pencere

Afşar Timuçin

Denizli Pencere Gönderileri

Denizli Pencere kitaplarını, Denizli Pencere sözleri ve alıntılarını, Denizli Pencere yazarlarını, Denizli Pencere yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
112 syf.
9/10 puan verdi
·
16 saatte okudu
Afşar Timuçin'in "Denizli Pencere"si kısa, hoş, hayatın içinden öykülerden oluşuyor. Kimi zaman biraz efkârlı, kimi zaman mizahi yönü ağır basan, hayatın farklı farklı cephelerini ele alan kesit öyküleri... Dilini sade ve olgun buldum, zorlamalara hiç başvurulmamış. Timuçin'in anlatımında kendine has tabirler, tasvirler, benzetmeler de bolca mevcut. Sade bir sanatı var yani Denizli Pencere'nin. İnsan "Bir öykü daha... Hadi bir tane daha... Bir tane daha..." derken çabucak bitiriveriyor kitabı. Böyle çekici bir yönü var. Elbet her okurun beğeneceği tipten öyküler değil Denizli Pencere'deki öyküler, sıkıcı gelebilir kimisine. Ancak bana kalırsa öykü türünün, bilhassa kesit öyküsünün mantığını, hissini pek başarılı yansıtan bir kitap bu. Okurken hep usta öykücüleri hatırladım, onları çağrıştırdı bana. Mesela Haldun Taner'i, Sabahattin Kudret'i, Cemil Kavukçu'yu... Oldukça düşük puanlar verilmiş bu kitap için. Bana kalırsa hakkı yenmiş. Öykü üzerine kafa yoran, ona gönül vermiş okura tavsiye edilir.
Denizli Pencere
Denizli PencereAfşar Timuçin · Bulut Yayınları · 200915 okunma
Yaşamayanların Sarsılmaz Güçlülüğü
Susuyordum. Oysa onlara acılarını unutturmak için bir şeyler yapmam gerekirdi. Acı çekiyorlar mı? Sanmam. Acıyı yürek çeker. Bunlar güçlüdür. Amcam öğretti bunlara güçlü olmayı. Yaşamayanların sarsılmaz güçlülüğü. Bu güçlülük art arda başarılar getiriyor insana. Aysel eczacı oldu. Dükkân açtı. Kocasız kaldı. Hepsi güçlülüğündendir. Kalfa kasaya yaklaştırılmıyor. Kasayı bazen yengem bekliyor. Aysel bir Madam Curie saltanatıyla süzüm süzüm süzülüyor. "Hayırlı bir kısmet çıkmadı." Çıkar mı hiç! Çıksaydı ne olurdu? Bu ufak tefek heykel "Seni seviyorum." diyebilir mi birine? Diyemez, onuruna dokunur.
Reklam
Kristal kadehi yaşamınla ödemediysen ve kristal kadehi kırmaktan korkmuyorsan kristal kadehle iç. İnsan yaşadığı şeyin üstüne titredi mi bitti delikanlım.
Bu kötülüklerin soydan mı geçtiğini yoksa hepimize teker teker mi verilmiş olduğunu iyi bilmiyordum. Hepimiz biraz kötüyüz, tek bildiğim bu.
O zaman yağmur neydi? Ilık, kaypak, düzenli, serin, bilinmez bir şeydi. Bir yerlerden tozla dumanla kalkıp, yaşamın duyarlı yerine çadır kuran bir kuşkuydu sanki yağmur. O zaman sana tutkundum. O zaman yağmur bir anlamdı. Sanki yağmur su değildi, içli bir çocuktu, büyüyen, büyüyen, büyüdükçe gene hep çocuk kalan.
Akşam karanlığı çoktan basmıştı. Sekizi çeyrek geçiyordu. Silinecek yeri kalmamış kirli bir mendil gibi bu akşamlar.
Reklam
Sıkıntıyı arkadaş edinmiş her kişi gibi o da olup giden dünyanın dışında bir renkler dünyası tasarlamanın derinden derine yaşamak olduğuna inanmıştı.
Her şeyleri var yaşamaya vakitleri yok.
“../insan içinden gelen şarkıyı susturmamalı..”
Sayfa 67 - BulutKitabı okudu
Her şeyleri var, yaşamaya vakitleri yok..
Sayfa 67 - BulutKitabı okudu
Reklam
“Evler, ötenizde bir deniz umudu kaldı mı?..”
Ben uzak ülkelere kalkan gemilerin tutkunuydum. Hep senin ardından baktım. Baktım ama bakışımı eğri büğrü evler kesti..
Sayfa 11 - BulutKitabı okudu
Onların yaşayışı benim yaşayışıma uymuyor. Sevmedikleri şeyleri de sever gibi yapıyorlar, en çok da bunu anlamıyorum. Bir şeyden hem sıkılıyor hem o şeyle birlikte olmaktan kaçmıyorlar.
Adı büyük bir işim vardı ama gerçekte sıradan bir memurdum. Sı­radan olmayı severim ben.
Biz en güzel havalardan bile tedirgin olacak yaştayız.
Evlenmek boy göstermek değil, bir yaşamı paylaşmak.
29 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.