Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Dersim Yalanları ve Gerçekler

Özgür Erdem

En Eski Dersim Yalanları ve Gerçekler Sözleri ve Alıntıları

En Eski Dersim Yalanları ve Gerçekler sözleri ve alıntılarını, en eski Dersim Yalanları ve Gerçekler kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Devlet raporlarına göre Tunceli'de toplam 91 aşiret bulunmaktadır. Görüldüğü üzere, bu aşiretlerden sadece 6'sı isyana tam olarak katılmıştır. İsyana katılmayan aşiretler de ya devlete bağlılıklarını açıkça belirtmiş ya da tarafsız kalarak olayları izlemekle yetinmiştir. Kimi devlet yanlısı aşiretlerin, istihbarat sağlayarak ya da milis kuvvetleri oluşturarak, Türk askerine harekâtlarda yardımcı olduğu bilinmektedir. İsyana katılan aşiretlerin toplam nüfusu aşağı yukarı 20 bin, elindeki tahmini silah sayısı da 4.000-4.500 kadardır. Bu rakamlar muhtemelen doğrudur; çünkü 1937 isyanı bastırıldıktan sonra yapılan açıklamalarda "toplam 4991 silah ele geçirildiği" raporu verilmiştir. Coğrafi olarak bakıldığında da isyan Tunceli'nin tamamını kapsamaz. Hozat-Ovacık-Pülümür ilçe merkezleri arasındaki üçgenle sınırlıdır. İsyan sırasında Tunceli'nin tek bir ilçesi bile tamamen isyancıların kontrolü altına girmemiştir.
Sayfa 26
...... devlet isyancılara o güne kadar sadece savunma ile karşılık vermiş, taarruza geçmemiştir. Zaten dikkat edilirse emir de isyan başladıktan 40-45 gün sonra yayınlanmıştır. Bunun nedeni, isyana henüz katılmamış aşiretlerin isyancı aşiretlerle birlik olmasını engellemek, katılıp katılmama noktasında kararsız kalan aşiretleri ikna etmekti. Kısacası, isyanın başladığı 21 Mart ile askeri hârekatın başladığı 3 Mayıs tarihleri arasında devlet, hem isyancıları vazgeçirmek için uğraşmış hem de diğer aşiretlerin katılmasını engellemeye çalışmıştır. Bu dönemde gerek Tunceli Komutanı ve Umumi Mifettiş General Alpdoğan, gerekse diğer alt rütbeli subaylar aşiret reisleriyle bizzat görüşerek ya da temsilci göndererek ikna yöntemine başvurmuştur.
Sayfa 34
Reklam
... Gerçekten de devlet yayınladığı bir kanunla, Tunceli bölgesindeki asker kaçaklarını affetmiş, nüfusa kaydını yaptırmayan Dersimlilerin kayıt yaptırdıkları takdirde ceza almayacağını hükme bağlamıştır. Bu af kanunu, aslında 8 Ocak 1936'da çıkmıştır ve iki yıl sürelidir. Tam da şu an okumakta olduğumuz raporun yazıldığı günlerde, 14 Ocak 1938'de 2 yıl daha uzatılmış, ancak yeni bir madde eklenerek kapsamı genişletilmiştir. Bu yeni maddeye göre, Tunceli'deki asker kaçakları affedilmekle kalmıyor, sadece 6 ay askerlik yapacakları hükme bağlanıyordu. Hatta Alpdoğan Paşa, aşiret reislerini toplayıp şöyle demiştir: "Sizin için özel askerlik kanunu çıkaracağım. Hiç askere alınmadınız. Bu yüzden zor gelir belki. Dolayısıyla Dersimliler sadece 6 ay askerlik yapacak. Başka yerlerde bu 24-36-48 aydır." ... ... ... Türkiye'nin her yerinde, gayet doğal olarak, devlet olmanın gerektirdiği bir şekilde, asker kaçağı olmak ya da nüfus kaydını yaptırmamak bir suçtur. Devlet, Tunceli'de bu suçlardan dolayı hüküm giyecek olanları affetmekle, Tunceli halkıyla devletin barışmasını sağlamaya çalışmaktadır. Bunun neresi "sömürge" yönetimi anlayışıdır? İstanbul'daki, Ankara"daki asker kaçakları ceza görecek, Tunceli'deki asker kaçaklarının ise cezaları af olacak, hatta diğer yurttaşlardan çok daha az bir süre, 6 ay askerlik yapacaktır. Bu mudur "sömürgecilik"?
Sayfa 47
(12 Haziran 1938 Harekâtı)
Harekât başlamadan önce 8 Haziran tarihinde Ovacık İlçesi'nde Kalan aşiretine bağlı köylere şu bildiri dağıtılır: "Ovacık kazasının Lertik, Mercan ve Birman mıntıkalarında oturan Kalanlı Halka: 1. Halkı fukaralıktan ve cahillikten kurtarmak için hükümetin Tunceli'de yapmakta olduğu iyi işleri her gün öğreniyorsunuz. Bu güzel ve hayırlı
Sayfa 54
... Bakanlar Kurulu kararındaki "köyleri kamilen tahrip etmek" ifadesi üzerinde büyük spekülâsyonlar yapılmaktadır. Sanki devlet köylerdeki insanların diri diri yakılmasını emretmiş gibi bir hava yaratılmak istenmektedir. Halbuki kararın tamamı dikkatlice okunduğunda, "köylerin tahrip edilmesi"nden ve "aileleri Dersim'den uzaklaştırmak"tan bahsediliyor olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Yani hakkında "köyü boşaltma" kararı çıkmış olan köylerin sakinleri Batı Anadolu'da zorunlu iskâna tabi tutulacak, bir daha geri dönemesinler ve aşiret-seyitlik düzeni yani Dersim'deki genel feodal düzen tekrar kurulamasın diye köyleri yakılacaktır. Tabii kararda da ifade edildiği gibi, bunlar köyler boşaltıldıktan sonra yapılacaktır.
Sayfa 64
Yalan: İsyan devlet baskısına karşı çıktı. Gerçek: isyan köprü, yol, telefon, okul istemeyen aşiret reisleri tarafından çıkarıldı.
Reklam
İlk baskını yapan Demenan aşiretinin lideri Cebrail ağa da Alişir'i destekler. "Mektep, nahiye bizim neyimize? Bunları ortadan kaldırmaliyiz. Hepsini yakmaliyiz."
Yalan: Bütün Tunceli ayaklandı. Gerçek: Dersim isyanına 91 Tunceli aşiretinin sadece 6' sı katılmıştır.
Yalan: İnsanlar köylerinde diri diri yakıldı. Gerçek: Boşaltılmış köyler isyancılar geri dönemesin diye yakıldı.
Yalan: Devlet isyancı liderlerin kellesini kesti. Gerçek: Kelleler Dersim aşiretleri tarafından kesildi.
Reklam
Soygunculuk, Dersim ananesinde nizamlaşmiştir. Zaten aşiret hayatı demek, reisin halkı istediği gibi oynatması demektir. Reis kanun vaziidir. Çünkü kudret onun elindedir, onun dediği haktır, isabetlidir. Zaten Seyit de işin ahirete taalluk eden kısmını kolaylıkla halleder.
Sayfa 124Kitabı okudu
Devlet Tunceli 'deki feodal düzeni ortadan kaldırmak istedi. Düzenin değişmesinden rahatsız olan feodal beyler, ağalar, aşiret reisleri ve seyitler buna direndi. Devletin yaptığı karakollar, köprüler, yollar ve okullar yakıldı. Silahlı bir ayaklanma başladı. Devlet de bu silahlı ayaklanmayı doğal olarak askeri tedbirlerle bastırdı. Ancak, gerçek amaç Tunceli insanını feodal beylerin baskısından ve sömürüsünden kurtarmak olduğu için sivil halka dokunulmadigi gibi, aksine sivil halki baskı ortamından kurtarmak için ıslahatlara devam edildi.
Sayfa 147Kitabı okudu
Dersine çalışmış
Yalan: Seyit Rıza tutuklanırken "şerefsiz, yalancı hükümet" dedi. Gerçek: Seyit Rıza tutuklanırken aynen Apo gibi " Ben Türk'üm, Türk milletine isyan etmedim" dedi.
Sayfa 167Kitabı okudu
SÜRÜSÜNE BEREKET
Yalan: Seyit Rıza yoksul bir insandı. Gerçek: Seyit Rıza Dersim 'de 230 köye hükmeden bir derebeyiydi.
Sayfa 173Kitabı okudu
25 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.