Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Descartes’in Yanılgısı

Antonio R. Damasio

Descartes’in Yanılgısı Gönderileri

Descartes’in Yanılgısı kitaplarını, Descartes’in Yanılgısı sözleri ve alıntılarını, Descartes’in Yanılgısı yazarlarını, Descartes’in Yanılgısı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
408 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
İnceleme
Descartes'ın ruh ve bedeni iki ayrı töz olarak ele aldığı dualist felsefesine nörobiyoloji aracılığıyla deneysel verilere dayanarak karşı çıkan bir kitap. Aslında aşağıda kitabı okuyamayan fakat inceleme yazacak öz güveni kendinde bulan arkadaşın belirttiği üzere herhangi bir semavi dinin iddialarını destekler bir yönü yok. Zira bedenden sonra ruhun varlığını devam ettirdiği, ruh ve madde gibi iki unsurun insan bedeninde ayrı hallerde bulunduğu gibi savların tam karşısında duruyor Damasio. Yaptığı çalışmalarda insana biyolojik olarak etki eden nöronal yapıların dışında bir yapı varsa bile bunun biyolojik bedenle girift bir biçimde varlığını sürdürdüğü sonucuna ulaşmış. Bundan dolayı da hala destekçi bulabilen kartezyen felsefenin dolayısı ile de Descartes'ın yanılgısı üzerine hoş bir eser ortaya koymuş. Hülasa bilhassa nörofelsefe ile ilgilenenler için keyifle okunacak bir kitap olmuş
Descartes’in Yanılgısı
Descartes’in YanılgısıAntonio R. Damasio · ODTÜ Yayıncılık · 0117 okunma
sorunlu davranış sergileyen bazı insanlarda tümörlerin neden olduğu beyin hasarı veya başka nörolojik hastalıklar mevcut. ne var ki bazı insanlar belirgin bir nörolojik hastalıkları olmamasına karşın içine doğup büyüdükleri toplum nedeniyle sorunlu davranışlar sergiliyorlar. bu kişilerin neden olduğu sorunları insancıl bir yaklaşımla çözmek istiyorsak insanın doğasına daha fazla kafa yormamız gerek.
Reklam
Descartes'in yanılgısı nedir?
"İnsanlığın doğuşundan çok önceleri varlıklar yine varlıktı. Evrimin bir noktasında, temel bir bilinç başladı. Bu temel bilinçle birlikte basit bir zihin oluştu; daha büyük karmaşık bir zihin ile düşünme ve daha da sonra daha iyi iletişim kurmak ve düşünceleri daha iyi organize etmek için dili kullanma olasılığı ortaya çıktı. Demek ki başlangıçta insan, önce var oldu, sonra düşündü. Ve şimdi bizler, dünyaya gelip gelişirken, hâlâ önce var olarak başlıyoruz ve ancak daha sonra düşünüyoruz. Biz var olur, sonra düşünürüz ve sadece var olduğumuz kadar düşünürüz çünkü düşünme, aslında varoluşun yapıları ve işlemlerinden kaynaklanmaktadır." "Descartes'in yanılgısı budur: Beden ve zihin arasındaki derin ayrıma; bir tarafta oldukça büyük, boyutlandırılmış, mekanik, olarak işleyen, sonsuz biçimde bölünebilir beden öğeleri ve öteki tarafta ölçülemeyen, boyutlandırılmamış, hareket ettirilemeyen, bölünemeyen zihin öğeleri; akıl yürütmenin, ahlaki yargının, fiziksel acı ya da duygusal karışıklıktan doğan ıstırabın bedenden ayrı varolabileceği önermesi. Spesifik olarak; zihnin en karmaşık ve incelikli işlemlerinin biyolojik bir organizmanın yapısından ve işleyişinden ayrılması."
Acı ve haz, hem içgüdüsel hem de edinilmiş stratejilerin etkili bir biçimde çalışması için organizmanın gereksinim duyduğu kaldıraçlardır. Büyük bir olasılıkla, sosyal karar verme stratejilerinin geliştirilmesini kontrol eden kaldıraçlar da onlardı. Sosyal gruplar içindeki pek çok kişi psikolojik, sosyal veya doğal olayların acı verici sonuçlarını yaşadığında, acı deneyimiyle başa çıkmak ve belki de acıyı azaltmak için entelektüel ve kültürel stratejiler geliştirmek mümkün oldu.
"Belki de insanlar olarak, yaşadığımız her gün yapabileceğimiz en vazgeçilmez şey, kendimize ve başkalarına karmaşıklığımızı, kırılganlığımızı, sonluluğumuzu ve benzersizliğimizi hatırlatmaktır."
Somatik işaretleyiciler, ikincil duygulardan kaynaklanan hislerin özel bir örneğidir. Bu hisler ve duygular, öğrenme yoluyla, belirli senaryoların gelecekteki sonuçlarını tahmin etmekle ilişkilendirilmişlerdir. Gelecekteki belirli bir sonuç negatif bir somatik işaretleyiciyle yan yana getrildiğinde, ortaya çıkan kombinasyon alarm zili işlevi görür. Pozitif bir somatik işaretleyici ile yan yana getirildiğinde ise, teşvik edici bir yol göstericiye dönüşür. Somatik işaretleyici hipotezinin özü budur.
Sayfa 215 - Somatik İşaretleyici HipoteziKitabı okudu
Reklam
Somatik işaretleyici ne yapar? Bizi, belirli bir eylemin yol açabileceği olumsuz sonuca dikkat etmeye zorlar ve "Bu sonuca götüren seçeneği tercih edersen, ilerideki tehlikeye dikkat et!" diyen otomatik bir alarm sinyali gibi işlev görür. Sinyal, olumsuz eylem biçimini derhal reddetmenize ve böylece diğer alternatifler arasından seçim yapmanıza neden olabilir. Otomatik sinyal, sizi daha fazla ileri gitmeden gelecekteki kayıplara karşı korur ve ardından daha az alternatif arasından seçim yapmanızı sağlar. Burada, hâlâ maliyet/fayda analizi yapma ve bütünden sonuç çıkarma yetkinliğini kullanma olanağınız vardır ama bu yalnızca, otomatikleşmiş aşama, seçeneklerin sayısını önemli ölçüde azalttıktan sonra geçerlidir.
Sayfa 214 - Somatik İşaretleyici HipoteziKitabı okudu
Bir kişi veya olay hakkında belirli bir şekilde hissetmemiz için beynin, bu kişi veya olay ile beden durumu arasındaki nedensel bağı tercihen açık bir şekilde temsil edecek bir araca sahip olması gerekir. Başka bir deyişle, olumlu veya olumsuz bir duyguyu yanlış kişiye veya şeye bağlamak istemezsiniz. Örneğin bir kişiyi, nesneyi veya yeri kötü bir gidişatla ilişkilendirdiğimizde, genellikle yanlış bağlantılar kurarız, ancak bazılarımız bu hatalı bağlantıları kurmaktan kaçınmaya çalışır. Batıl inanç, bu tür sahte nedensel bağlantılara dayanır: önünüzden geçen kedi gibi yatağın üzerinde duran bir şapka size kötü şans getirir; bir merdivenin altından geçerseniz talihsizlik yaşarsınız vb. Duygu (korku) ile nesne arasındaki temelsiz düzenleme yaygın ve hâkim olduğunda, fobik davranış ortaya çıkacaktır.
Sayfa 199 - Duygular ve HislerKitabı okudu
İnsan okuyacak bunu.
Belirli bir kimyasalın (vücudun içinde veya dışında üretilen) belirli bir hissin oluşumuna neden olduğunu bilmenin, bu sonucu ortaya çıkaran mekanizmayı bilmekle aynı şey olmadığını anlamak önemlidir. Bir maddenin belirli sistemlerde, devrelerde, reseptörlerde ve bazı nöronlarda etkili olduğunu bilmek, neden mutlu ya da üzgün hissettiğinizi açıklamaz. Maddeler, sistemler, devreler, reseptörler ve nöronlar ile hisler arasında bir işleyiş ilişkisi kurar, ancak size birinden diğerine nasıl geçiş yaptığınızı anlatmaz. Bu, sadece bir açıklamanın başlangıcıdır. Mutlu ya da üzgün hissetmek, sürmekte olan beden durumlarının nöronal temsilindeki bir değişime büyük ölçüde karşılık geliyorsa, o halde bu açıklama, kimyasalların bu nöronal temsillerin kaynakları -ana bedenin kendisi -ve faaliyet modelleri bedeni temsil eden nöronal devrelerin birçok seviyesi üzerinde etkili olmasını gerektirir. Hislerin nörobiyolojisini anlamak, ikincisinin anlaşılmasını zorunlu kılar. Mutlu veya üzgün hissetmek aynı zamanda, kısmen düşüncelerinizin işlediği bilişsel biçimlere karşılık geliyorsa, bu durumda mevcut açıklama aynı zamanda, kimyasalların, imgeleri üreten ve manipüle eden devreler üzerinde aktif rol oynamasını gerektirir. Bu, depresyonu genel anlamıyla, serotonin veya norepinefrinin var olup olmadığına indirgeyerek açıklamanın -ki bu, Prozac döneminde popüler bir açıklamadır- kabul edilemez derecede üstünkörü olduğu anlamına gelir.
Sayfa 198 - Duygular ve HislerKitabı okudu
Sahte gülüş ve gerçek gülüş.
Elektrofizyolojik kayıtlardan elde edilen yeni kanıtlar, sahte gülümsemelerin, gerçek gülümsemelerden farklı beyin dalgası modelleri ürettiğini göstermektedir. Denekler, yüz ifadesine uygun olan hissi yaşadıklarını ifade etmiş olsalar da herhangi bir şey için mutlu veya kızgın olmadıklarının net bir şekilde farkındaydılar. Sadece nezaketen gülümsediğimizde, kendimizi, başkalarını kandırabileceğimizden daha fazla kandıramayız ve elektriksel kayıtların gayet güzel bir biçimde bağıntı kurduğu durum, tam da buymuş gibi görünmektedir. Büyük oyuncuların, opera sanatçılarının ve diğerlerinin sürekli yüce duyguların simülasyonunu yaşarken kontrollerini kaybetmeden hayatta kalmayı başarmalarının nedeni bu olabilir.
Sayfa 183 - Duygular ve HislerKitabı okudu
Reklam
Bir duygu, belli bir beyin sistemini etkinleştiren, belirli zihinsel imgelere bağlı bir grup beden durumu değişikliği ise, bir duyguyu hissetmenin özü, bu değişikliklerin, döngüyü başlatan zihinsel imgelerle birlikte yan yana yaşanması deneyimidir.
Sayfa 179 - Duygular ve HislerKitabı okudu
Duygu, basit veya karmaşık bir zihinsel değerlendirme süreci ile bu sürece ve çoğunlukla ana bedene yönelik olarak verilen ve duygusal bir beden durumu ile sonuçlanan, aynı zmanda beynin kendisine yönelik (beyin sapındaki nörotransmitter çekirdekler) olarak da zihinsel değişikliklere yol açan yönlendirici tepkilerin bütünüdür.
Sayfa 171 - Duygular ve HislerKitabı okudu
Duygusal durumlarınızı hissetmek, yani duygularınızın bilincinde olmak, çevre ile olan etkileşimlerinizin özel geçmişine dayanan bir yanıt esnekliği kazandırır. Bilgilendirme sürecini başlatmak için doğuştan bir donanıma ihtiyacınız olsa da hisler size ek fayda sağlar.
Sayfa 164 - Duygular ve HislerKitabı okudu
Beyindeki işlemlere bağımlı bir durum olan yas, bireylerin enfeksiyona daha yatkın olmasına ve doğrudan veya dolaylı bir sonuç olarak bazı kanser türlerinin gelişme olasılığını artıracak şekilde bağışıklık sisteminin baskılanmasına yol açar. Kırık bir kalp insanı öldürebilir!
Sayfa 147Kitabı okudu
Dürtü ve içgüdü kaynaklı tüm davranışlar, hayat kurtaran bir davranışı sağlayarak doğrudan ya da zararlı olma potansiyeli taşıyan koşulları yaşam için avantajlı olacak biçimde yatıştırarak veya koşulların etkilerini azaltarak, dolaylı yoldan sağkalıma katkıda bulunurlar.
Sayfa 141Kitabı okudu
288 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.