İnsanların karakteri rejimlerin kökenleridir. Bir sosyal düzen veya rejim ile insanların karakteri arasında belirli bir eşgüdümün olması, gerektiği gibi yorumlanması durumunda, çok tuhaf değildir. Her rejim tercih edilen bir insan tipiyle ilişkilidir. Fakat karakterler neden rejimlerden önce gelmeli ve onların kökenleri olmalıdır? Bağlantının yönetici tipin (belli bir karaktere sahip bir tip) rejimin zemini olduğu düşüncesiyle sağlandığını düşünüyorum. Bu tipin ne olduğunu görmek için geri dönerek rejimi anlayabiliriz. Savaşçı, toprak sahibi bir sınıfın yönetimde olduğu basit bir örneği ele alın. Başka bir yerde rahipler yönetir. Birinde bu savaşçı toprak sahiplerine ve diğerinde rahiplere bakarsanız en önemli şeyi anlarsınız. Kurumlara bakarak gerçek şeyi anlayamazsınız, çünkü kurumlar anlamlarını ancak elverişli kıldıkları insan türünün baskınlığını görmeniz durumunda açığa vururlar. Kurumlar kendi başlarına gerçek anlamdan yoksun başka mekanizmalar gibi anlamsızdır.
İnsanlar güneş ışığına yükselişten o kadar korkabilir ki , o yükselişi torunları için tamamen imkansız hale getirmek arzusuyla, içinde doğdukları mağaranın altından derin bir çukur kazarak o çukura çekilebilir. -Spinoza
Esas olarak gülünç bulduğumuz şey alışılagelmiş olduğunu hissettiğimiz şeyden farklılıktır. …Bir şeyle alay ederken uyguladığımız genel ölçütlerin kaynağı âdetin ve genel alışılagelmiş olanın yönetimidir.