Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Dillerde Dolaşan Deyim ve Sözlerin, Gerçek Öyküleri

Deyimler ve Öyküleri 2

Selim Gündüzalp

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Dut yemiş bülbüle dönmek
" Dut yiyen bülbüllerin bağırsakları bozulur ve bir süre ötemezler . ''
Sayfa 137 - Zafer Yayınları, 4. BaskıKitabı okudu
Reklam
Abayı Yakmak
*** ABA, YÜNDEN DÖVÜLEREK yapılan bir çeşit kaba kumaştır. Aba'dan yapılmış elbiseleri özellikle tekkelerdeki dervişler ve medreselerde ders gören talebeler giyerlermiş. Çok eskiden, bir kış günü, abalarına bürünmüş dervişler ocak başında toplanmışlar şeyhlerini dinliyorlarmış. Şeyh, öyle tatlı bir bahsi, öyle tatlı anlatıyormuş ki, tüm dervişler adeta kendilerinden geçmişler. Bir ara ocaktan sıçrayan küçük bir kıvılcım, dervişlerden birinin abasına konmuş.. Yün aba, için için yanmaya başlamış. Ancak ne, abası yanan derviş, ne şeyh efendi, ne de diğer dervişler, uzunca bir müddet, abanın tutuştuğunu fark edememişler. Nice sonra; duman, alev ve yanik kokusu iyice hissedilir olmuş da, sohbetin cazibesinden ayılıp ateşi söndürmüşler. *** Bu deyim, âşık olmak, kendinden geçmek mânâsında kullanılır.
Allah mıhımı mismar eder
*** ZALIM BİR AĞA, bir kuyumcunun hanımına göz koymuş. Ağa da olsa, başkasının hanımını elinden alamayacağı için, kuyumcuyu bir bahane uydurarak o beldeden sürdürmeyi plânlamış. Bir akşam vakti kuyumcunun kapısına adamlarıyla gelip; "Sabaha kadar on adet gümüş yıldız yap, kaftanıma takacağım. Bu yıldızları sabaha kadar yapmazsan seni evinden, barkından sürgün ederim" demiş. Çok üzülen kuyumcu eve gelip hanımına durumu anlatmış. Hanımı;"sen hele yıldızları yapmaya bir başla, bakarsın bitirirsin. Olmadı, Ağa yaptığın kadarını görünce sana biraz daha süre verir" demiş. Hanımının sözünü tutan adamcağız, çalışmaya başlamış. Kuyumcu önce, birer birer uğraşarak gümüş mıhları hazırlamış. Bunları işleyip yıldız şekli vermeye giriştiğinde gün ağarmaya başlıyormuş Birden kapı çalınmış. Ağa'nın adamlarının yıldızları almaya geldiklerini düşünen zavallı kuyumcu ve eşi, korkuyla kapıyı açmışlar. Gelen haberci, Ağanın gece hastalanıp öldüğünü, tabutuna çakılmak üzere, on adet gümüş çivinin gerektiğini söylemiş. Şaşkınlıktan ne diyeceğini bilemeyen kuyumcu, "Allah mıhımı mismar eder" demiş. (Mismar, arabça, mih, kazık, çivi demektir. Burada tabut çivisi anlamında kullanılmıştır.) ... Bu deyim, mazlumun hakkını Allah alır mânâsında kullanılır.
Reklam
" İnsan hâli kuş misâli "
Sayfa 75 - Zafer Yayınları, 4. BaskıKitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.