Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Die Unertragliche Leichtigkeit des Seins

Milan Kundera

Die Unertragliche Leichtigkeit des Seins Gönderileri

Die Unertragliche Leichtigkeit des Seins kitaplarını, Die Unertragliche Leichtigkeit des Seins sözleri ve alıntılarını, Die Unertragliche Leichtigkeit des Seins yazarlarını, Die Unertragliche Leichtigkeit des Seins yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Bir tek yitik anın peşinde koşarak harcadığı yılların sayısına şaştı."
"Beni seviyor mu? Benden daha çok sevdiği bir başkası var mı?" Aşkı ölçmek, sınamak, denemek ve kurtarmak için aşka yönelttiğimiz bütün bu sorular belki de her şeyin yanısıra aşkı kısaltmaya da yarıyor. Belki de sevemememizin nedeni çok sevmek istememiz, yani karşımızdaki kişiden hiçbir istekte bulunmaksızın, ondan onunla birlikte olmaktan başka bir şey istemeksizin kendimizi ona verecek yerde ondan bir şey (aşk) talep etmemizdir.
Reklam
"Aşk kaybettiğimiz yarıyı özleyişimizdir işte."
Artık yorucu olan ne varsa kaybolup gitsin
kendi duyguları hakkında hesap vermek,..kendini suçlu hissetmek, mazeretler bulup özürler dilemek zorunda kalmıştı. Artık yorucu olan ne varsa kaybolup gitmiş, sadece güzellik kalmıştı geriye.
Sayfa 39
şimdi geriye baktığında o yılların yaşandıkları zamankinden çok daha güzel olduğunu görüyordu.
Sayfa 39
varabileceği en iyi sonucun bu olduğunu hissediyordu. Bu hikâyeyi birisi uydurmuş olsa, böyle bitirirdi mutlaka.
Sayfa 39
Reklam
çok geçmeden geriye bir tek melankoli kaldı.
Sayfa 39
İçinde yaşadığı yeri terk etmek isteyen kişi mutsuz kişidir
Sayfa 36
alelade ıstırap başlamıştı.
Ülke zorbaya boyun eğmek zorunda kalacaktı; ilelebet kekeleyecek, dili dolaşacak, ...soluğu tıkanacak... Karnaval bitmiş..Gündelik, alelade ıstırap başlamıştı.
Sayfa 36
Reklam
"Bir savaş tutsağı gibi teslim olan kişi aynı zamanda silahlarını da bırakmak zorundadır. Gelebilecek darbeye karşı daha baştan savunmasız olduğu için de darbenin ne zaman geleceğini merak edip durmaktan kendini alamaz. Franz için aşk sürekli bir darbe bekleyişi idi diyorsam, işte bundan"
"Ama güçlüler güçsüzleri incitemeyecek kadar güçsüz olunca, güçsüzleri çekip gidecek kadar güçlü olmak zorundaydılar."
"Tereza, Tomas'ın sözünü dinledi ve annesini görmeye gitmedi. Bu karardan birkaç saat sonra sokakta düştü, dizini yaraladı. Yürürken topallamaya başladı, neredeyse her gün düşer oldu; yolundaki eşyalara çarpıyor ya da en azından elinden bir şeyler düşürüyordu. Karşı konuşamaz bir düşme arzusunun pençesindeydi. Sürekli bir göz kararması içinde yaşıyordu. 'Kaldırın beni,' demek ister durmadan düşen bir kişi. Tomas onu sabırla kaldırdı durdu."
"Einmal ist keinmal." diyor Tomas kendi kendine. Sadece bir kere olan şey, diyor Alman özdeyişi, hiç olmamış sayılır. Yaşanacak tek bir hayatımız varsa eğer, onu hiç yaşamamış da olabiliriz, fark etmez.
"Sadece tek bir hayat yaşadığımız için bu hayatı öncekilerle karşılaştıramaz ya da kusurlarımızı gelecekteki hayatlarımızda gideremeyiz; bu nedenle de ne istediğimizi bilemeyiz. Tereza'yla olmak mı daha iyiydi, yalnız olmak mı? Karşılaştırma fırsatı olmadığı için hangi kararın daha iyi olduğunu sınamanın yolu yok. Olaylar nasıl gelişirse öyle yaşıyoruz, önceden uyarılmaksızın, rolünü ezberlemeden sahneye çıkan bir tiyatro oyuncusu gibi."
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.