Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Din Sermayesinden İktidar Devşirmek: Fetö

Mustafa Öztürk

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Gülen sürekli rüya görür ve örgüt mensuplanna yönelik talimatlarını “Rüyam­da gördüm” dediği Hz. Peygamber’in dilinden aktarır. Hatta zaman zaman Allah’la görüştüğü iddiasında da bulunur. La­tif Erdoğan, Allah’la görüşüp konuşma iddiası ile ilgili olarak şöyle bir anekdot aktarır: “Gülen'in kendi şahsını Hz. Peygamber’in izdüşümü olarak görme saplantısının ne zaman başladığım bilmiyorum. Fakat Amerika’ya gitmeden önceki bir dönemde, Altunizade’deki FEM binasının son katındaki odasında bir gün bana, “Şimdi ben doğrudan Allah’la konuşuyorum desem, bazıları bana deli derler” dedi. Sonra da yü­züme dikkatlice baktı. Dediğine göstereceğim reaksiyonu okumaya çalıştı. Hafif tebessüm ile nört durdum. Aradan kısa bir süre geçti, yine özel bir konuyu görüşmek için odasına girdim. Konuya nasıl girdi, niçin girdi, şimdi hatırlamıyorum; fakat dediği aynen şuydu. “Allah benimle konuştu. Doğru, ben kâinatı Muhammed’in hatrına yarattım; ama senin hatrına devam ettiriyorum.”
Fethullah Gülen’in vaazları, sohbet tarzındaki konuşmala­rı ve yazıları çok yoğun dinî referanslar içerir. Bu referanslar İslam düşünce ve siyaset tarihindeki birçok farklı mezhep ve ekolden tedarik edilmiştir. Burada söz konusu olan mezhe­bî çokluk ve farklılık fıkhî olmaktan ziyade, itikâdîdir. Daha açıkçası, Gülen’in dinî söylemlerinde Sünnî gelenekteki biat ve itaat; Şiî gelenekteki imamet, ismet ve mehdilik; hem Şiî Bâtınî hem tasavvufi kültürdeki ricâlü’l-gayb (kutub, gavs, abdal), hakikat-i muhammediye (nûr-i muhammedî), velayet, rüya, ilham ve keşif; Bâtnîlik ve Hurûfîlikteki cifr ve ebced gibi sayısız unsur birbirine mezcedilmiş hâldedir. Bu bakım­dan FETÖ’nün teolojik sistemi melez, hibrit ve senkretik ka­rakterlidir.
Reklam
Gülen’e göre sara, şizofreni, hatta kanser hastalığı dahi muhtemelen cinlerle ilgilidir: “Cinlerin kanser bölgesine yer­leşip bir örgüt çalışması gibi hücre anarşisi oluşturmaları her zaman mümkündür. Cinler nasıl görünmeyen varlıklarsa, kanser de çok kere baştan belli olmayıp kendini geç hissettir­mekte, hissettirdiği zaman da artık ilaçlar fayda vermemek­tedir.” Okuyup üflemek suretiyle kanserli hastalan tedavi ettiğini söyleyen Gülen bu konuyla ilgili olarak kendi haya­tından birtakım tecrübeler nakletmiştir. Onun iddiasına göre, Arkadaşlarımızdan biri, yaşlı bir kadının dua isteğini getirdi. Bu yaşlı kadıncağız için doktorlar, “Kanser metastaz yapmış ve her yanını kaplamış; bir hafta kadar ya yaşar ya yaşamaz... Götürün, son günlerini evinde geçirsin” demişler. Kadıncağızın şahsıma büyük hüsn-ü zannı varmış, arkadaşımızı araya kovup ısrarla, “Dua etsin, şifa bulurum” demiş. O masumeye nasıl dua ettiğimi şimdi hatırlamıyorum. Altı ay sonra arkadaşıma, “O kadına ne oldu?” diye sordum, “Yaşıyor” dedi. Sonra aradan iki yıl gibi bir zaman geçti, “Ne oldu?” diye yine sordum, “Hacca gitti geldi, to­runlarını büyütüyor" cevabını aldım.
akskkdkdqkdkxkdkx
Hatırlanacağı gibi Gülen hem 17/25 Aralık hadisesi, hem de 15 Temmuz darbe girişimi vesilesiyle Türkiye’deki hükü­metin başına çok kötü haller geleceğine dair kehanetlerde bu­ lunmuş, bir dizi beddua seansının da refakat ettiği bu keha­netlerle ilgili olarak birtakım tarihler vermiş, fakat kehanetler belirtilen tarihlerde gerçekleşmeyince şu tür te’viller üretmiş­tir: “Siz benim yaptığım duamın kabulüne layık olsaydınız Al­lah ânında duama icabet ederdi. Siz Allah’ın lütfunu hak et­miyorsunuz. Şayet içinizden yüz kişi bu duama samimi âmin deseydi, daha ellerimi indirmeden dualarımın nasıl kabul ol­duğunu görürdünüz. İçinizden kırk yiğit kırk gün gerçekten inleseydi zaten bu ümmet bu hâlde olmazdı...”
Başta 2010 yılındaki KPSS (kamu personeli seçme sınavı) olmak üzere yıllar boyunca sayısız kritik sınavın sorularım çalıp kendi örgüt elemanlarına dağıtmanın ve bu suretle sayısız insanın emeğini çalmanın ne tür bir helal rızık olduğu nu açıklama imkânı bulunmamakla birlikte, Gülenin “yanlış yollarla elde ettiğimiz kazanç da o kazançla beslenen
Latif Erdoğan’ın aktardığı bilgiye göre Gülen’in Amerika’ya gidişi bir-iki kişi hariç herkesten gizli tutulmuştur. Amerika’ya gidişi ise sağlık gerekçesine bağlanmış ve bu minvalde açıklamalar yapılmıştır. Fakat işin gerçeği böyle değildir. Anlatılanlar doğruysa, ilkin askeriyeden üç kişilik bir heyet Gülen’i ziyaret etmiş ve ona Amerika’ya gitmesi gerektiğini bildirmiştir. Ancak Gülen hakkındaki kararı geri çevirmek istemesine rağmen buna muvaffak olamamıştır. Son çare olarak Bülent Ecevit devreye girmiş, fakat o da başarılı olamamıştır. Nihayetinde Ecevit telefonla Gülen’i arayıp kriptolu bir konuşmayla, “Sağlığınız çok önemli, mutlaka Amerika’ya gidin” demiştir.
Reklam
1972 yılında başlayıp 1980 darbesiyle sona eren süreçte Gülen ve cemaati devletten, özellikle de askerî çevrelerden çok ciddi destek almıştır. Mesela, 1980 darbesinden birkaç gün önce bizzat asker tarafından uyarılmıştır. Bu süreçte devlet Gülen’i arıyormuş gibi yapmış, fakat gerçekte aramamıştır. Tutuklandığında ise çok kısa bir zaman zarfında serbest bırakılmıştır.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.