Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Mircea Éliade’ın Eserlerine Toplu Bakış

Din ve Fenomenoloji

Havva Köser

Din ve Fenomenoloji Gönderileri

Din ve Fenomenoloji kitaplarını, Din ve Fenomenoloji sözleri ve alıntılarını, Din ve Fenomenoloji yazarlarını, Din ve Fenomenoloji yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
195 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Bu kitabı okuyacak veyahut bu alanda okuma yapacak kişiler için: Kitapta, dinler tarihçisi Mircea Eliade'nin genel olarak görüşlerinden ve özel olarak da kutsal ve kutsal-dışına dair görüşlerinden bahsedilmekte. Ben pek de doğru olmayan bir sırayla bu kitabı önce okudum ve bazı kısımlar eksik kalmış gibi hissediyorum. O yüzden ilgilenenler, yazarın "Kutsal ve Kutsal-Dışı" adlı kitabını okuduktan sonra bu kitabı okursa daha bütüncül bir okuma yapabilir.
Din ve Fenomenoloji
Din ve FenomenolojiHavva Köser · İz Yayıncılık · 20006 okunma
Mitos, zaman kavramına sıkı bir şekilde bağlıdır. Zaman ve zamanın yıpratıcılığı karşısında bir savunma cephesi oluşturmaktadır. Muhalifi olduğu tarihi kutsallaştırır, zira, o, bir başka kategoriye, sonsuzluk kategorisine mensuptur.
Sayfa 129Kitabı okudu
Reklam
Kutsallaştırma süreci, kutsalı ifşa eden olgu ile geri kalanlar arsında 'kökten ontolojik bir ayrımı' beraberinde getirmektedir.
"Dindar olmayan insan aşkın olanı reddetmekte, 'gerçeğin' izafiliğini kabul etmektedir. Bazen, varoluşun anlamından kuşku duyduğu da olmaktadır. Dindar olmayan modem insan, yeni bir varoluşsal konum üstlenmektedir: yalnızlığında, kendini, tarihin özne ve etkeni olarak kabul eder, aşkınlığa başvurmayı reddeder. Diğer bir deyimle, tarihin akışında da gözlenebileceği gibi, insanı insanlık konumundan çıkaracak hiçbir modeli kabul etmemektedir. İnsan, kendini kendi yapmaktadır. Buna da tam anlamıyla, kendini ve kendini çevreleyen dünyayı kutsallıktan arındırdığında ulaşabilir. Özgürlüğünün önündeki asıl engel kutsaldır. Ancak tamamıyla demistifiye olduğunda kendisi olabilecektir. Gerçek anlamda özgürlüğüne ise, ancak son tanrıyı öldürdüğünde kavuşabilecektir."
din, seküler ve profan ile bağlantılı her şeyle kökten bir kopuşu gerektirmektedir. Böylelikle insanı, 'olağan' deneyin, göreli, tarihsel ve 'tabii' dünyasının 'ötesine' taşımaktadır. Eliade, 'dinin temel işlevinin', 'aşkın' değerler barındıran 'insanüstü' bir dünya 'özlemini' ortaya çıkarmak olduğunu tespit edecek kadar ileri gider.
Sayfa 72 - Eliade'a göre, "dinin temel işlevi, insanüstü bir dünyaya ruhani ve aksiyomatik değerler dünyasına bir 'açılımı' sağlamaktır."Kitabı okudu
Eliade'a göre din, 'zorunlu olarak Tanrı'ya, ilahlara ya da ruhlara inancı içermez, fakat kutsalın tecrübesiyle daima ilişkilidir. 'Kutsal ve profan' dünyada iki varlık biçimi, tarihin akışında insan tarafından üstlenilmiş iki varoluş durumudur.' Dini profandan ayıran temel nitelik, dinin kutsal tarafından emilmiş olmasıdır.
Reklam
Eliade şunu belirtir; 'dini fenomenin şu ana kadar verilmiş tüm tanımlarının ortak bir noktası bulunmaktadır: her biri kendi üslubuyla kutsal ve dini yaşamın, kutsal-dışı (profane) ve dünyevi yaşama karşıt olduğunu göstermektedir.' Caillois kutsal-profan ayrımının dini fenomeni tanımlamada her zaman yeterli olmadığını kabul eder, ancak böyle bir karşıtlık, her din tanımının içerisinde örtük bir biçimde mevcuttur. 'Bu kutsal-profan karşıtlığı insanın dini hayatının en önemli değişmeyenidir.'
Sayfa 70 - dini olguyu ele almak için din nedir sorunun sorulması ve cevaplardaki ortak yargıKitabı okudu
Eliade'a göre, 'Histoire des religions (Dinler Tarihi) başlığında vurgu, tarih kelimesine değil din kelimesine yapılmalıydı. Çünkü tarihi (tekniklerin tarihinden insan düşüncesi tarihine kadar) çeşitli şekillerde inceleme olanağı mevcuttur, buna karşın dini, yani dini olguları ele almanın tek bir yolu vardır. Herhangi bir olgunun tarihi yazılmadan evvel, öncelikle bu olgunun, biçim ve içeriğiyle, muntazaman anlaşılmış olması gereklidir.
'Büyük gizem, kutsalın tezahür etme girişiminde ve tezahür edişinde ortaya çıkmaktadır; çünkü kutsal, kendini görünür kılarak kendini sınırlamakta ve kendiliğinden tarihselleşmektedir.'
her hierofani eksiktir, çünkü kutsal ancak kısmi olarak tezahür edebilmektedir. Böyle olmakla birlikte, canlı bir ifşa olgusu olduğu sürece, her hierofani gerçek kabul edilir.
Sayfa 54 - *Kutsal hiçbir zaman kendini tamamıyla ifşa etmediği gibi, profan da kendini tümüyle kutsala dönüşüme bırakmamaktadır.*Kitabı okudu
Reklam
Eliade'ın bir bütün olarak kabul edilen dinler tarihi üzerine yaptığı tahlillerinin bize göre temel öğesini dini sembolün oluşu ve sürekli değer değiştirmesi oluşturmaktadır.
Anlama olayı, özgül (specifique) bir fenomenin yeniden oluşturulmasından çok, fenomenin kendi müşterek (association) dizgesi içindeki yerini tekrar almasıyla ortaya çıkar. Bu hermenötik yaklaşım, 'öze yönelik yeniden bütünleştirme' (reintegration eidetique) olarak adlandırılabilirdi.
Eliade, her kutsal fenomenin tezahürünün, bir arketipe doğru yöneldiğini öne sürer. 'Hiçbir dini biçim yoktur ki, hakiki arketipe olabildiğince yaklaşmak için uğraşmasın, diğer bir deyimle, tarihsel ek ve kalıntılarından kurtulmaya çabalamasın.'
Dini bir fenomen, ancak kendi düzeyinde anlaşıldığında ve dini bir nesne gibi incelendiğinde, olduğu gibi tanınabilir. Böyle bir fenomenin özünü, psikoloji, fizyoloji, sosyoloji, ekonomi, dilbilim ya da diğer yöntemler aracılığıyla anlamaya çalışmak yanlıştır; böyle yapıldığında, dini fenomenin tek ve biricik indirgenemez unsuru olan kutsal göz ardı edilmiş olur.
Eliade, hierofaninin(kutsal tecellilerinin) çok geniş ve çeşitli alanında, temel bağlantı noktalarını ve uygunlukları arar. Bunu, ortak bir dini mirasa ulaşmak için değil, davranışın arkeolojisini, düşüncenin yapılarını, sembolik mantığı ve homo religiosus'un düşünsel evrenini keşfetmek amacıyla yapar. Mircea Eliade, dinlerin karşılaştırmalı tarihini cesur bir hamleyle genişleterek, içinde yeni bir hümanizmanın canlı kaynağını gördüğü yaratıcı bir hermenötiğin yolunu açar.
49 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.