Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Yaratılış Özlemi

Dinin Anlamı ve Sosyal Fonksiyonu

Mircea Eliade

Dinin Anlamı ve Sosyal Fonksiyonu Gönderileri

Dinin Anlamı ve Sosyal Fonksiyonu kitaplarını, Dinin Anlamı ve Sosyal Fonksiyonu sözleri ve alıntılarını, Dinin Anlamı ve Sosyal Fonksiyonu yazarlarını, Dinin Anlamı ve Sosyal Fonksiyonu yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Genel bir tarzda denebilir ki her mitoloji bir şeyin nasıl varlık şekline geldiğini izah etmektedir.
Reklam
Nietzsche’nin "Tanrının ölümünü" ilan etmesi olayı, Musevî-Hıristiyan batı dünyası için yeni bir olaydı. Ancak, "Tanrının ölümü" olayı dinler tarihi için çok eskiydi. Şu farkla ki, "Yüce Tanrının" yok olması, aşağı olmakla birlikte, daha canlı ve daha dinamik bir Tanrılar panteonuna yol açmıştır.
Freud'un aksine Jung, "dini tecrübenin bir anlamı ve hedefi" olduğuna inanarak bundan redüksiyonist bir açıklama ile kurtulunamayacağını biliyordu.
Jung, bütün kültürlerde, insanın "benliğini" gerçekleştirmeye meyli olduğunu düşünüyordu.
Freud için dinin ve kültürün kökü ilkel cinayette, daha doğrusu ilk baba cinayetinde bulunuyordu. Freud'e göre, Allah, kovduğu çocukları tarafından öldürülen babanın yüceltilmesinden başka bir şey değildi.
Reklam
Psikanalistler ve bir kaç heyecanlı amatörler hariç, "Totem ve Tabu"da takdim edilen teoriyi ilim dünyası kabul etmemiştir.
Freud’a göre, dinin kökeninde beşer kültürünün ve cemiyetin bir kalıntısı olarak "ilkel bir cinayet" bulunuyordu.
Levy Bruhl, "ilkel insanın" dış dünya ile bir çeşit mistik iştirake angaje olduğunu ve bunun için de "doğru bir şekilde düşünemediğini" söylüyordu.
Schmidt, en ilkel dinî hayat şeklinin "Bir Yüce Tanrı" inancında olduğunu belirtiyordu.
Reklam
Gerçekten, insan için, kendi varlık şeklinin bilincinde olması ve dünyadaki varlığını üstlenmesi bir dinî tecrübe meydana getirir.
Başkalarının hayatını tanımak "izafiyetçiliğe" veya resmî kültürel dünyanın tahribine götürmektedir.
Hiçbir normal insan, sadece bilinçli, rasyonel faaliyeti ile sınırlandırılamaz.
Hayatın ve tabiatın kutsal karakterini yeniden keşfetme, zaruri olarak paganizme veya putperestliğe bir dönüşü göstermez.
Anlamlı bir dünya, kutsalın tezahürü olarak adlandırabileceğimiz diyalektik bir sürecin sonucudur.
49 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.