Tapımlarının devamı ve yaratma işleminin sürdürülmesi için tanrıların insanlara ihtiyaçları vardır, bu nedenle insanlığa yabancılaşamazlar. Girişimlerinin başarılı olması için de insanlar da tanrılara dayanmak zorundadırlar.
Hakikat, tüm evrenin gözleri önünde ve bilgisi dahilinde, özel bir halka bir görev vermiştir ve bu görev o halkın kendi içinde kalmak üzere verilmemiştir.
Tanrı, felsefi spekülasyona göre belli biçimlerde, insanların tapınmalarına ve arayışlarına göre farklı biçimlerde görülen ve algılanan bir Hakikattir.
İnsan, var olduğu için şaşkınlığa düşen, yol, son, yolculuğun anlamı üzerine sorular soran bir yolcudur. Bu, hiç değilse bilge bir insan için geçerlidir. İnsan bir deliyse eğer, bu delilikten vazgeçecek midir?