Diriliş Neslinin Amentüsü

Sezai Karakoç

En Eski Diriliş Neslinin Amentüsü Gönderileri

En Eski Diriliş Neslinin Amentüsü kitaplarını, en eski Diriliş Neslinin Amentüsü sözleri ve alıntılarını, en eski Diriliş Neslinin Amentüsü yazarlarını, en eski Diriliş Neslinin Amentüsü yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yani sadece psikolojik müslümanlık, sadece sosyolojik müslümanlık veya sadece tarih içi müslümanlık yetmez. Her müslüman önce, kendi iç dünyasında müslüman olmalı, fakat ondan ayrılmaz bir şekilde toplum içinde ve toplum halinde de müslüman olmayı şart ola- rak idrak etmeli. Ve nihayet bu psikolojik ve toplumsal muhtevaya mutlaka tarih şuurunu da eklemeli. Ancak bu şartla, müslümanlığı temel anlamda eksiksiz bir bütünlüğe kavuşmuş olur.
Sayfa 30 - Diriliş YayınlarıKitabı okudu
Bir başka anlatımla, müslüman, kendini müslüman bilmek veya saymakla müslüman olamaz. Müslümanlığı bir varoluş haline getirmek borcundadır. Oluştan varoluşa geçmek, bu geçişi sürekli olarak geliştirmek ve verimlendirmek, bu varoluşun şuur ve sorumluluğuyla dolup taşmak kaygısını taşımalıdır o.
Sayfa 30 - Diriliş YayınlarıKitabı okudu
Reklam
İslâm insanı bir çağrıdır. Bir çağırış aşkıdır. Bu sebepledir ki İslâm'ın tarihi bir çağrının tarihi olmaktadır.
68 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
23 saatte okudu
Okumakta çok geç kaldığım yazarlardan bir tanesi Sezai Karakoç. Bu durum bir okur olarak benim ayıbım diyebilirim. Muhteva olarak küçük ancak içerik olarak büyük bir eser diyebilirim. Eseri okurken sanki Mehmet Akif'i veya Necip Fazıl'ı okuyorsunuz. Eserde yer alan fikir ve düşünceler her Müslümanın zihninde olan düşünce ve fikirler. Ancak bunu ifade ediş şekli kitabı okunur kılıyor. Sezai Karakoç serisinin devamını merakla bekliyorum. Bu benim için başlangıç eseriydi.
Diriliş Neslinin Amentüsü
Diriliş Neslinin AmentüsüSezai Karakoç · Diriliş Yayınları · 202318,9bin okunma
Ortak’izm’
“ Aile veya kişilerin elinde gereğinde devlete karşı kendi çaplarında da olsa direnip boykot yapabilecekleri bir ekonomik güç bulunabilmelidir. Komünizim bu gücü yok etmekte, adeta devletin veya onu arkadan veya açlıktan yöneten partinin yanılmazlığı ilkesini koymaktadır temele. Bu bir aldanış ve aldatıştır. Giderek kişi, devlet veya partinin elinde köle - işçi haline gelir. Devlet kapitalizmi, komünizimde de , faşizmde de kişiyi bir istatistik öğesi gibi alır. Burjuvazinin ekonomik sistemi ve örgüsü olan kapitalizimde de tekel halindeki büyük kuruluşlar, öbür sistemlerde devletin yaptığını insana reva görürler. Bütün bu sistemlerde insan, sonuç olarak köleleşir. Partinin, devletin veya tröstün kölesi, ne fark eder? Bu aşırılar bir noktada hep birleşirler.” s.44
Sayfa 44 - Diriliş YayınlarıKitabı okudu
Bu bir zihniyet savaşıdır. Karayla akın savaşıdır.
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.