Adam yaşama sevinci içinde
Masaya anahtarlarını koydu
Bakır kâseye çiçekleri koydu
Sütünü yumurtasını koydu
Pencereden gelen ışığı koydu
Bisiklet sesini çıkrık sesini
Ekmeğin havanın yumuşaklığını koydu
Adam masaya
Aklında olup bitenleri koydu
Ne yapmak istiyordu hayatta
İşte onu koydu
Kimi seviyordu kimi sevmiyordu
Adam masaya onları da koydu
Üç kere üç dokuz ederdi
Adam koydu masaya dokuzu
Pencere yanındaydı gökyüzü yanında
Uzandı masaya sonsuzu koydu...
Geçen yıl korkulu bir çağda uyandım.
Sur dışlarına çıktım, sıcak havaları severdim.
Mezarlar gördüm, müzeler daha güzeldi.
Annem sevinmek için boncuklar alıyordu çarşıdan.
Ben boncuğu sevmem, hele kırmızı hiç sevmem.
Demek çok uzaklarda biri sevindi.
Sonra ben sevindim, o ben ki işte bütün gün Bir ölüyü bekledim ve ölünün bütün inceliklerini.
Biri bir cinayetten dönüyordu, şan getiren bir cinayetten.
Biriyse bir köleydi, kâğıtlar kalemler içinde.
Akşamlara dek bir masa katılığı, ama o gün bugündür ayrılmadım ben Ayrılmadım işte o Beklediğim ölüden.